HABER49-Bitlis Adilcevaz’daki 2 bin 700 yıllık Kef Kalesi’nde 49 “fil ayağı” kolonun ortaya çıkarılması, Urartu döneminin mimari ve kültürel zenginliğini gözler önüne seriyor.
Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde, Urartular dönemine ait yaklaşık 2 bin 700 yıllık Kef Kalesi’nde yürütülen arkeolojik kazılarda, "fil ayakları" olarak adlandırılan 49 adet büyük kale kolonu gün yüzüne çıkarıldı. Urartu Kralı 2. Rusa tarafından Van Gölü manzaralı Süphan Dağı eteğine inşa ettirilen bu kadim kale, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ve desteğiyle koruma altına alınarak detaylı incelemeye tabi tutuluyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Coşkun’un bilimsel danışmanlığında gerçekleşen kazılar, kalenin en dikkat çekici bölümü olan salon kısmında yoğunlaşıyor. Kazıların başlangıcından bu yana ortaya çıkarılan 49 kolon, yaklaşık 1,5 metre yüksekliğinde olup, kalenin mimari gücünü ve Urartuların inşaat sanatını gözler önüne seriyor.
Urartu Döneminin Ziyafet Salonu: Kef Kalesi Salonu ve Arkeolojik Bulgular
Kazı ekibi, kef kalesindeki salonun Urartu döneminde önemli sosyal etkinliklere, özellikle büyük ziyafetlere ev sahipliği yaptığını değerlendiriyor. Salon içerisindeki mutfak bölümünde ortaya çıkarılan kemik kalıntıları ve diğer arkeolojik materyaller, bu tezi destekler nitelikte. Doç. Dr. İsmail Coşkun, kazı sezonu boyunca 18 kişilik uzman ekip ile birlikte salonun tüm kolon ve yapısal detaylarını gün yüzüne çıkarmayı hedeflediklerini vurguladı. Önümüzdeki dönemde kalenin tüm salon kısmının ortaya çıkarılmasıyla, bölgenin Urartu kültür ve mimarisine dair daha kapsamlı bilgiler elde edilmesi bekleniyor. Ayrıca kalede daha önce tespit edilen “Urartu mavisi” olarak bilinen boya kalıntıları, dönemin sanatsal detaylarına ışık tutuyor.
Kef Kalesi: Küresel Arkeoloji ve Turizm Potansiyeli
Hakkari Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Ömer Tanyürek, bölgedeki kazıların uluslararası ilgi çekecek bir seviyeye ulaşabileceğini belirtti. Tanyürek, Kef Kalesi’nde bulunan Tanrı Haldi figürlerinin Peru ve Bolivya’daki bazı arkeolojik bulgularla benzerlik taşımasının bölgenin turizm açısından önemini artırdığını söyledi. Peru’nun dünya çapında turizm destinasyonu olduğunu ve benzer şekilde Kef Kalesi ile Van Gölü çevresinin de tarih ve kültür turizmi için büyük bir cazibe merkezi haline gelebileceğine dikkat çekti. Bu kapsamda bölgedeki arkeolojik çalışmalar, sadece Türkiye’nin değil, dünya mirasının da önemli bir parçası olma yolunda ilerliyor.
Adilcevaz Belediye Başkanı: Kef Kalesi’nin Mısır Piramitleri Kadar Gizemi Var
Kazı çalışmalarına destek veren Adilcevaz Belediye Başkanı Abdullah Akbaba, Kef Kalesi'nin yapısında kullanılan 10-15 tonluk kesme bazalt taşlarının bölgenin jeolojisiyle uyuşmadığını ve bu devasa taşların nasıl taşındığının hala bir sır olduğunu ifade etti. Akbaba, bu özelliğiyle kalenin Mısır Piramitleri kadar büyük bir gizem barındırdığını söyledi. Ayrıca, Urartuların başkentlerinden biri olarak bölgenin, Göbeklitepe’den bile daha eski bir yerleşim merkezi olduğunu gösteren bulgularla dolu olduğunu vurguladı. Böylece Kef Kalesi, hem arkeolojik hem de kültürel açıdan bölge tarihine ışık tutmaya devam ediyor.