HABER49- Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2025 yılı Şubat ayına ait süt ve süt ürünleri üretim verileri, Türkiye’de süt endüstrisinin içinde bulunduğu ekonomik koşulları net bir şekilde ortaya koydu. TÜİK verilerine göre, ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı Şubat ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,4 oranında azalarak 857 bin 821 tona düştü. Bu düşüş, sadece bir aylık bir değişim olarak kalmadı; Ocak-Şubat dönemini kapsayan toplam verilerde de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,5’lik bir azalma kaydedildi.
Bu veriler, süt üretim zincirinde yaşanan zorlukların üretim ve tedarik süreçlerine nasıl yansıdığını gösteriyor. Artan maliyetler, yem fiyatlarındaki yükseliş, enerji giderleri ve çiftçinin üretimden çekilmesi gibi faktörler, sektördeki genel daralmayı hızlandırıyor. Özellikle süt üreticisinin maliyetleri karşılayamaması, üretimi sürdürülebilir olmaktan çıkarıyor. Bu durum, sadece süt miktarında değil, işlenmiş süt ürünlerinde de belirgin etkiler yaratıyor.
SÜT ÜRÜNLERİ ÜRETİMİNDE DENGESİZ SEYİR
TÜİK’in yayımladığı veriler, Şubat ayında süt ürünleri üretiminde dalgalı bir seyir izlendiğini gösteriyor. İnek peyniri üretimi geçen yılın aynı ayına göre önemli bir değişiklik göstermese de, yoğurt üretimi yüzde 4,6 oranında artış gösterdi. Bu artış, yoğurdun Türkiye'de hem iç tüketimde hem de ihracatta önemini koruduğunu ortaya koyuyor. Ancak içme sütü üretimi yüzde 0,6’lık bir azalma ile dikkat çekerken, tereyağı ve sadeyağ üretimi de yüzde 1,5 oranında düşüş yaşadı.
Ocak-Şubat dönemi genelinde ise yoğurt üretimi yüzde 3,6 artarken, inek peyniri üretimi yüzde 0,6 azaldı. İçme sütünde yüzde 1,4’lük düşüş kaydedilirken, tereyağı ve sadeyağ üretiminde yüzde 0,4’lük sınırlı bir artış gözlendi. Bu dalgalanma, tüketici talepleri, üretim maliyetleri ve arz zincirindeki sorunların ürün çeşitliliğine göre farklı etkiler yarattığını ortaya koyuyor.
Tüketici tercihlerindeki değişimlerin yanı sıra süt üreticilerinin üretimden çekilme eğilimi de bu sonuçlarda etkili oluyor. Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun talebe rağmen, kırsaldaki üretim yetersizliği ve maliyet baskısı, arz-talep dengesini bozmaya başladı. Bu durum, yakın gelecekte fiyat artışları ve ürün çeşitliliğinde azalmalar gibi sonuçlar doğurabilir.