HABER49-Elazığ Fırat Üniversitesi’nden Prof. Dr. Caner Feyzi Demir, MS hastalığının kadınlarda erkeklere oranla 3-4 kat daha fazla görüldüğünü belirterek tanı ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiler verdi.
MS Hastalığı Genç Erişkinleri ve Özellikle Kadınları Etkiliyor
Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Caner Feyzi Demir, Multiple Skleroz (MS) hastalığına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Merkezi sinir sistemiyle doğrudan bağlantılı olan bu hastalığın özellikle genç erişkinlerde görüldüğünü belirten Prof. Dr. Demir, kadınların erkeklere oranla 3-4 kat daha fazla risk altında olduğunu söyledi. MS’in bağışıklık sistemindeki yanlış hedefleme sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğuna dikkat çeken Demir, bağışıklık sisteminin zayıflığı değil, aksine vücut dokularını yanlışlıkla hedef almasının sürecin temelinde yer aldığını aktardı. MS’in genellikle ataklarla seyreden bir tabloya sahip olduğunu vurgulayan uzman, hastaların sıklıkla görme kaybı, denge sorunları, baş dönmesi ve vücudun belirli bölgelerinde uyuşma gibi şikâyetlerle başvurduğunu ifade etti. Bu yönüyle hastalığın erken dönemde doğru tanı konulmasının hayati önem taşıdığını belirten Demir, MS’in tanı sürecinde nörolojik muayene ve hastanın öyküsünün yanı sıra beyin ve omurilik MR’ında görülen plakların kritik bir rol oynadığını kaydetti.
MS Tanısında Kriterler ve Tedavi Yöntemleri
MS’in teşhisinde yalnızca görüntüleme yöntemleriyle yetinilmediğini belirten Prof. Dr. Demir, beyin-omurilik sıvısından alınan örneklerin ve dışlayıcı testlerin de kesin tanıya ulaşmada kullanıldığını dile getirdi. Tanı konulduktan sonra tedavinin üç aşamada değerlendirildiğini söyleyen uzman isim, bu süreçleri atak tedavisi, atakları önleyici tedavi ve semptomatik tedavi olarak açıkladı. Atak dönemlerinde kortizon uygulamaları veya kan değişimi yöntemlerine başvurulduğunu aktaran Demir, sonrasında ise atakların tekrarlamasını engellemeye yönelik ilaç tedavilerinin devreye girdiğini belirtti. İlk aşamada daha hafif ilaçların tercih edildiğini ancak hastada atakların devam etmesi ya da MR’da yeni plakların saptanması durumunda bir üst basamağa geçildiğini ifade eden Demir, bağışıklık sistemini daha güçlü baskılayan ilaçların bu aşamada devreye alındığını söyledi. Buna rağmen yeni atakların ortaya çıkması halinde ise monoklonal antikor gibi yeni nesil tedavilerin kullanıldığını vurguladı.
MS Hastalarının Yaşam Kalitesini Artırmaya Yönelik Çalışmalar
Tedavinin yalnızca atakları kontrol altına almakla sınırlı olmadığını dile getiren Prof. Dr. Caner Feyzi Demir, MS hastalarının günlük yaşamlarını zorlaştıran semptomların da özel yöntemlerle hafifletildiğini söyledi. Kas sertleşmesi sorunu yaşayan hastalarda botulinum toksin uygulamaları ve fizik tedavi yöntemlerinin tercih edildiğini belirten Demir, ürolojik sorunlarda ise multidisipliner bir yaklaşım benimsenerek üroloji uzmanlarıyla birlikte hareket edildiğini ifade etti. Yorgunluk gibi kronik ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen şikâyetlerde ise davranışçı tedavi yöntemlerinin öne çıktığını aktardı. MS hastalarının hayat kalitesini artırmaya yönelik yapılan bu uygulamaların, hastalığın ilerlemesini durdurmasa da süreci yönetilebilir hale getirdiğini belirten Demir, erken teşhisin ve düzenli takiplerin bu noktada büyük önem taşıdığını kaydetti.