HABER49-Hat sanatı, Osmanlı döneminden günümüze birçok cami ve külliyede estetik bir anlatım biçimi olarak varlığını korurken, Necat’ın ustalığıyla Erciş’te yeniden hayat buldu. Babasından öğrenerek sanat yolculuğuna başlayan Necat, genç yaşlardan itibaren cami duvarlarını Kur’an-ı Kerim ayetleriyle süsleyerek İslam estetiğinin önemli bir temsilcisi oldu. Hıfzı Efendi Camii’nde yaklaşık 8-9 ayet üzerinde titizlikle çalışan Necat, sanatında hem Osmanlı geleneklerini hem de çağdaş teknikleri harmanlayarak eserlerini ortaya koydu. Cami duvarlarında, geleneksel Osmanlı hat üslubunun zarafeti ve estetik uyumu dikkat çekiyor.
Necat’ın Sanat Yolculuğu ve Tecrübesi
Asıl adı Şeyh Musa Azmi olan ünlü hattat Hamid Aytaç’ın çırağı olan babasından sanatını öğrenen Muhammed Necat, yaklaşık 14-15 yaşından bu yana hat sanatıyla uğraşıyor. Erbil, Süleymaniye, Duhok ve Bağdat’ta 50’den fazla cami duvarını süsleyen Necat, Türkiye’de ilk kez Erciş’te eser verdi. Hattat, “Babam 1978 yılında Hamid Aytaç’tan icazet aldı ve ben de onun yolundan gidiyorum. Küçüklüğümden beri cami işleriyle uğraşıyoruz. Türkiye’de ilk defa bu çalışmayı yapıyorum ve Erciş halkını çok sevdim. Allah nasip ederse, başka şehirlerde de eserler bırakmak istiyorum” dedi. Necat’ın titiz çalışması, hat sanatının geleneksel estetiğini korurken modern camilerde de uygulanabilirliğini gösteriyor.
Hat Sanatının Kültürel ve Manevi Önemi
Hat sanatı, sadece estetik bir uğraş değil aynı zamanda İslam kültürünün derin bir ifadesi olarak biliniyor. Necat, Hıfzı Efendi Camii duvarlarında işlediği ayetlerle camiyi hem manevi bir mekân hem de görsel bir şölen alanına dönüştürdü. Her bir harf ve kompozisyon, hem okuyucuyu derin düşüncelere sevk ediyor hem de cami ziyaretçilerine Osmanlı estetiğini hissettiriyor. Sanatçı, bu eserleriyle sadece bir meslek icra etmekle kalmayıp, kültürel mirası gelecek nesillere aktarmayı da amaçlıyor. Necat’ın çalışmaları, hat sanatının sınırlarını zorlayarak farklı coğrafyalarda da kabul görecek nitelikte eserler ortaya koyuyor.