Bölge

Ömer Özden’den anlamlı 10 Kasım mesajı: Atatürk’ü anmak, Cumhuriyeti yaşatmak sorumluluğudur

Erzurum Tarih Derneği Başkanı Ömer Özden, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 87’nci yıldönümü vesilesiyle yayımladığı mesajda, Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecindeki liderliğine ve milletin bağımsızlık mücadelesine verdiği öneme geniş yer verdi.

Abone Ol

HABER49- Özden, mesajında Atatürk’ün zorlu koşullar altında elde ettiği zaferlerin sadece askeri değil aynı zamanda siyasal ve toplumsal bir dönüşümün de temeli olduğunu vurguladı; ülkenin sınırlı imkânlarla kurulan yeni devlet düzeninde milletin desteğinden güç alan bir lider olarak Atatürk’ün mirasını anmak ve ona sahip çıkmanın güncel bir sorumluluk olduğunu belirtti. Mesajın satır aralarında, Atatürk’ün muasır medeniyetler hedefinin bugün de Türkiye’nin kalkınma hedeflerine rehberlik ettiği, sanayi, tarım, eğitim ve ihracat odaklı çalışma anlayışının bu vizyonun somut yansımaları olduğuna dikkat çekildi. Özden, Erzurum Tarih Derneği adına yaptığı açıklamada, sivil toplumun, tarihçilerin ve iş dünyasının da Atatürk’ün gösterdiği istikamete uygun şekilde üretim ve eğitim odaklı çalışmaya devam edeceğini, Cumhuriyet değerlerinin korunmasının milli kalkınmanın ön koşulu olduğunu ifade etti. Bu çerçevede, mesaj toplumun tüm kesimlerine Cumhuriyetin kuruluş ilkelerini aktarmak, genç kuşaklara aktarılan mirası canlı tutmak ve demokratik, laik, sosyal hukuk devleti ilkelerine sahip çıkarak ülkenin çağdaş seviyelere taşınması hedeflerine yönelik ortak bir çağrı niteliği taşıdı.

“Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır”: tarihsel miras ve bugünün sorumlulukları

Başkan Özden’in kullandığı “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” ifadesi, mesajın hem duygusal hem de kuramsal omurgasını oluşturuyor. Bu ifade, yalnızca Atatürk’ün vasiyeti veya sözlerinin tekrarı değil; Cumhuriyet’in temel değerlerinin nesiller boyunca korunması, güçlendirilmesi ve yaşatılması gerektiğine dair kolektif bir taahhüt çağrısıdır. Mesajda dile getirilen vurgular arasında; millet egemenliği, bağımsızlık, ulusal birlik ve beraberliğin korunması ile eğitim, üretim ve ihracat yoluyla toplumsal refahın artırılması stratejileri ön plana çıkarıldı. Özden, Atatürk’ün “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır” sözünden hareketle, vefat etmiş liderin geride bıraktığı kurumların korunmasının ve genç kuşaklara aktarılmasının önemine dikkat çekti; bu bağlamda sivil toplum kuruluşlarının, eğitimcilerin, iş dünyasının ve yerel yönetimlerin üzerine düşen sorumlulukları hatırlattı. Mesaj aynı zamanda Türkiye Yüzyılı vizyonunu ima eden bir çerçeveyle, ülkenin altyapı, sanayi ve insan kaynağı yatırımlarıyla daha rekabetçi hale gelmesi gerektiğini savundu; böylece Atatürk’ün idealinin salt bir mitik anlatı olmaktan çıkarak somut kalkınma hedeflerine dönüşmesi gerektiği vurgulandı. Bu görüşler, son dönemde Erzurum’da ve ülke genelinde gerçekleştirilen anma etkinlikleri ve kamuoyundaki mesajlarla uyumlu bir dil kullanılarak tekrarlanıyor; mesajın içeriği yerel basında geniş yer aldı ve kamuoyunda Cumhuriyet değerlerinin günlük hayatta nasıl yaşatılacağına dair tartışmaları besledi.

Aziziye Destanı, Nene Hatun ve Erzurum’un tarihî refleksi: anma etkinlikleri ve toplumsal hafıza

Özden’in mesajında Aziziye Tabyaları’nın 148’inci yıl dönümüne yaptığı atıflar, Erzurum’un yerel kahramanlık geleneğini ve toplumsal hafızasını yeniden öne çıkarıyor. Mesajda, 93 Harbi’ndeki savunma destanından hareketle Nene Hatun, Name Hatun, Kurd İsmail gibi isimlerin ve halkın gösterdiği direnişin, bugün kentte düzenlenen etkinliklerle anıldığı belirtildi. Fiilen de Erzurum Valiliği ve yerel aktörler tarafından düzenlenen “Tabya Yürüyüşü” ve anma programları, Aziziye ruhunu canlı tutmayı amaçlıyor; bu yürüyüşler ve programlar halka açık törenlerle, şehitlik ziyaretleri ve kültürel etkinliklerle destekleniyor. Özden’in mesajında, “Erzurumlunun bedeni tabya olup yere düşmediği sürece biz şehri savunacağız” gibi güçlü vurgularla yansıtılan millî duygular, tarihî olayların yerel kimlik inşasındaki rolünü hatırlatıyor. Ayrıca mesajda, kadın kahramanlar Nene Hatun ve Kara Fatma gibi figürlerin isimleri anılarak, tarih yazımında kadınların rolüne dikkat çekildi; bu vurgular, toplumsal cinsiyet perspektifinden geçmişe bakışı zenginleştiriyor ve anma törenlerinin yalnızca birer ritüel olmadığını, aynı zamanda kimlik kurucu pratikler olduğunu gösteriyor. Yerel ve ulusal medyada yayılan haberler, Aziziye anmalarının sadece geçmişi anmakla kalmayıp genç kuşaklara tarih şuuru aşılamak ve toplumsal dayanışmayı yeniden tesis etmek amacı taşıdığını ortaya koyuyor; bu etkinlikler Erzurum’un hem turistik hem de kültürel değerlerini de güçlendiriyor.