HABER49-2 bin 250 metre rakımda yer alan Nemrut Kalderası, sonbahar mevsimiyle birlikte turuncu, sarı ve kırmızının tonlarına bürünerek kartpostallık bir görüntü oluşturuyor. Yaz aylarında yoğun turist akınına uğrayan bölge, sonbaharda sakinliğin ve huzurun adresi haline geldi. Doğaseverler, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde bulunan bu eşsiz coğrafyada hem sıcak hem de soğuk göllerin oluşturduğu doğal dengeyi yakından gözlemleme fırsatı buluyor. Kaldera içindeki buhar bacaları, volkanik taşlar ve nadir bitki türleri, bölgenin doğal zenginliğini daha da belirginleştiriyor. Özellikle fotoğraf tutkunları için Nemrut, bu dönemde ışığın yumuşak tonlarıyla olağanüstü kareler yakalama imkânı sunuyor. Bölgeyi ziyaret eden turistler, yürüyüş parkurlarında doğayla iç içe vakit geçirirken, serin sonbahar havasının tadını çıkarıyor.
UNESCO Listesindeki Cennet: Nemrut Kalderası Turizmin Gözdesi Olmayı Sürdürüyor
Nemrut Kalderası, hem jeolojik yapısı hem de doğal güzelliğiyle dünyanın en dikkat çekici volkanik oluşumlarından biri olarak kabul ediliyor. Dünyanın en büyük ikinci krater gölüne ev sahipliği yapan kaldera, yıl boyunca yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası olmayı sürdürüyor. Özellikle doğa turizmi, kampçılık ve fotoğrafçılık açısından bölgenin önemli bir cazibe merkezi haline geldiği belirtiliyor. Bölgeye gelen ziyaretçiler, sıcak su kaynaklarında dinlenirken, çevredeki yürüyüş alanlarında kuş sesleri eşliğinde benzersiz bir deneyim yaşıyor. Turizm yetkilileri, sonbahar döneminin kalderayı ziyaret etmek için en ideal zamanlardan biri olduğunu belirterek, ziyaretçilerin doğayla uyum içinde keyifli vakit geçirmeleri için çeşitli düzenlemelerin yapıldığını aktardı. Bitlis ve çevresinde artan turizm faaliyetlerinin, bölge ekonomisine de olumlu katkı sağladığı ifade ediliyor.
 
             
            





 
         
         
         
         
         
        