HABER49- Muş Alparslan Üniversitesi öğrencileri, üç aşamalı kültür gezisiyle Malazgirt’ten Mardin’e kadar uzanan tarih yolculuğuna çıktı. Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Gençlik Topluluğu tarafından Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen “Doğunun Tarihî Mekânlarına Kültür Yolculuğu” projesi, üniversiteli gençleri tarih ve kültürle buluşturmaya devam ediyor. Projenin ilk adımı olan gezi, 9 Mayıs'ta Malazgirt ve Erzurum’a yapıldı. Bu anlamlı yolculuk, Sosyal Bilgiler Öğretmenliği öğrencisi ve topluluk başkanı Erdem Çanga’nın organizasyonuyla gerçekleşti. Öğretim Görevlisi Murat Enginyürek’in rehberliğinde, 30 öğrenciyle yapılan gezi, tarihi bilinci yerinde pekiştirme amacı taşıyordu.
İlk durak, 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’nin yaşandığı ve Anadolu’nun kapılarının Türklere açıldığı Malazgirt Tarihî Millî Parkı oldu. Öğrenciler burada, bir milletin kaderini belirleyen savaşın izlerini görme şansı buldu. Ardından Erzurum’a geçen kafile, Osmanlı-Rus Savaşı’nın direniş sembollerinden Aziziye Tabyası’nı ziyaret etti. Burada yaşanan tarihi olaylar öğrencilere dramatik bir şekilde aktarıldı. Selçuklu mimarisinin özgün örneklerinden Çifte Minareli Medrese ve Yakutiye Medresesi ise sadece taş işçiliğiyle değil, dönemin bilim merkezleri olmalarıyla da dikkat çekti. Bu yapılar, öğrenciler için geçmişle bugünü birleştiren birer eğitim yuvası işlevi gördü.
AHLAT VE DOĞUBAYAZIT’TA TAŞA KAZINMIŞ MEDENİYETİN İZLERİ
17 Mayıs'ta düzenlenen projenin ikinci etabında öğrenciler, Anadolu’nun tarihî hafızasını barındıran Bitlis’in Ahlat ve Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesine doğru yola çıktı. Kültürel derinliğiyle dikkat çeken bu rotada, ilk durak Ahlat Selçuklu Mezarlığı oldu. Selçuklu dönemine ait mezar taşlarının üzerindeki kabartmalar, işlemeler ve yazılar, taş işçiliğinin zirvede olduğu bir dönemi temsil ediyor. Bu alan, öğrencilere sanat, tarih ve medeniyetin iç içe geçtiği nadir yerlerden biri olma özelliği sundu.
Gezi, İshak Paşa Sarayı ile devam etti. 17. yüzyılda Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin senteziyle inşa edilen bu saray, öğrenciler için adeta tarihî bir romanın sayfaları arasında gezintiye çıkmak gibiydi. İç avluları, görkemli kapıları ve özgün hamamlarıyla dönemin yaşantısına ışık tutan İshak Paşa Sarayı, kültürel farkındalığın gelişmesinde önemli bir rol oynadı. Bu duraklar sayesinde öğrenciler, yalnızca akademik bilgilerini pekiştirmekle kalmadı; aynı zamanda geçmişle daha güçlü bir bağ kurarak, kültürel mirasın korunmasının önemini sahada deneyimledi.
DİYARBAKIR VE MARDİN’DE KADİM MEDENİYETLERİN AYAK İZLERİ
Projenin final etabı ise 19 Mayıs Pazartesi günü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun temel taşlarından biri olan Atatürk’ün Samsun’a çıkış gününde gerçekleştirildi. Bu anlamlı tarihte öğrenciler, Diyarbakır ve Mardin’e uzanan kültürel bir yolculuğa çıktı. İlk olarak İslam medeniyetinin Anadolu’daki simgelerinden biri olan Diyarbakır Ulu Camii ziyaret edildi. 1000 yıllık geçmişiyle cami, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda medeniyetin ve bilginin beşiği olarak dikkat çekiyor.
Gezinin son ayağı ise taş mimarinin başkenti sayılan Mardin oldu. Kasımiye ve Zinciriye medreseleri, yalnızca eğitim kurumları değil, aynı zamanda sanat ve bilginin taşla buluştuğu merkezlerdi. Artuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma bu yapılar, öğrencilerin geçmişin eğitim anlayışını yerinde görmelerini sağladı. Mardin’in tarihî dokusu içinde yapılan geziler, gençlere yalnızca bilgi değil, aynı zamanda aidiyet duygusu da kazandırdı.
