MUŞ’TA ÜNİVERSİTE VE KÜLTÜREL DÖNÜŞÜM: DEĞİŞİM Mİ, TEŞHİRCİLİK Mİ?

Abone Ol

Muş, Alparslan Üniversitesine olan ilginin artması ve giderek büyüyen öğrenci sayısı ile birlikte genç nüfusun yoğunlaştığı bir şehir hâline geldi. Şehir merkezinde, özellikle gençler arasında kılık kıyafette gözle görülür bir değişim var. Bazıları bunu “teşhircilik” olarak yorumluyor; bazı çevreler ise üniversite gençliğini kültürel yozlaşmanın kaynağı olarak gösteriyor. Peki gerçekten durum böyle mi?

Öncelikle, kılık kıyafet tercihleri tek başına bir ahlak veya kültür sorunu değildir. Gençler kendilerini ifade ediyor; bazen geleneksel kalıplardan sapıyorlar. Bu durum, Muş gibi muhafazakar yapının hâkim olduğu bir şehirde daha görünür olabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, ifade özgürlüğü ile toplumsal saygı arasındaki dengedir. Gençlerin kendilerini ifade etmesi doğal ve değerlidir; fakat şehrin kültürel hassasiyetlerini gözeterek davranmaları, toplumsal uyum açısından önemlidir.

Üniversiteler, sosyolojik birer laboratuvar gibidir. Farklı şehirlerden gelen öğrenciler, fikirlerini, giyim tarzlarını ve yaşam alışkanlıklarını paylaşırlar. Bu paylaşımlar şehirdeki kültürel çeşitliliği artırır; ama yozlaşma yaratmaz. Muş’ta gençlerin kılık kıyafette özgür davranmaları, bireysel ifade özgürlüğünün bir göstergesidir. Ancak özellikle kadınların çok açık kıyafetlerle dolaşması, muhafazakar bir toplumda hoş karşılanmayabilir. Bu nedenle saygı çerçevesinde davranmak, hem gençlerin güvenliği hem de toplumsal hassasiyet için gereklidir.

Uyuşturucu ve kötü alışkanlıklar konusunda da yanlış yönlendirmeler var. Bazı kesimler, üniversite gençliğini bu sorunların kaynağı olarak gösteriyor. Oysa bu tür sosyal sorunlar, ekonomik ve toplumsal faktörlerin birleşiminden kaynaklanır; üniversite açılması sadece genç nüfusun yoğunlaşmasını sağlar, sorunların kaynağı değildir.

Sonuç olarak, Muş’ta gözlemlenen kültürel değişim ve kılık kıyafetteki özgürlük suçlanacak bir durum değildir. Üniversite, gençlerin ufkunu açan bir araçtır ve şehirdeki toplumsal dönüşümü hızlandırabilir; ama yozlaşmanın kaynağı değildir. Önemli olan, gençlerin kendilerini ifade ederken toplumsal hassasiyetleri göz önünde bulundurmalarıdır. Kültürel değişim kaçınılmazdır; teşhircilik demek yerine, saygı çerçevesinde kendini ifade eden bir gençlik ve birlikte büyüyen bir şehir görmek daha yapıcı bir bakış açısıdır.