HABER49-Muş HAK-İŞ Konfederasyonu, 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla yayımladığı bildiride işçilerin hakları, kayıt dışı istihdam, sendikal özgürlükler ve adil vergi politikaları gibi konularda kapsamlı taleplerini kamuoyuyla paylaştı. Konfederasyon, "Emeğin ve emekçilerin sesi olmak için meydanlardayız" mesajı verdi.
81 il ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki teşkilatlarıyla eş zamanlı etkinlik düzenleyen Muş HAK-İŞ, Rize'den tüm emekçilere seslendi.
Konfederasyon, bildiride Van ve Diyarbakır belediyelerinde işten çıkarılan işçilerin ve grevdeki emekçilerin yanında olduklarını bir kez daha ilan etti. Sendikal nedenlerle işten çıkarılanların geri alınması çağrısında bulunan HAK-İŞ, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını ve iş güvencesinin güçlendirilmesini talep etti.
1 MAYIS ULUSLARARASI BİRLİK, MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!
HAK- İŞ Muş il başkanı, ‘İşyerlerinde gece gündüz demeden alın teri döken vefakâr emekçilerimize, birlikte yol yürüdüğümüz tüm kardeşlerimize Rize Meydanından ve eşzamanlı olarak illerden sesleniyoruz. Uluslararası Birlik, Mücadele ve dayanışmamızda sizlerin sesi olmak için alanlardayız.
Ülkemizin huzuru ve güvenliği için fedakârca görev yapan, bu uğurda canını siper eden tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Aynı şekilde, iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu hayatını kaybeden tüm emekçilerimizi de saygıyla yad ediyor, yaralanan ve meslek hastalığı yaşayan işçi kardeşlerimize acil şifalar diliyoruz.
Sorunlarımız, önerilerimiz ve taleplerimiz için coşkuyla, inançla meydanlardayız. HAK-İŞ olarak kararlaştırdığımız 1 Mayıs haftası kapsamında 22 Nisan’da Kocaeli’nde Örgütlenme ve Kayıt Dışı ile Mücadele, 24 Nisan’da Van’da Refahın Adil Paylaşımında Vergi ve Sosyal Politikalar, 25 Nisan’da Aydın’da 696 sayılı KHK’nın Yol Açtığı Sorunlar, 28 Nisan’da Konya’da Emeklilik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve 29 Nisan’da Gaziantep’te İş Mevzuatının Güncel Sorunları başta olmak üzere pek çok konunun kamuoyuna daha güçlü bir şekilde duyurulması, emek mücadelesinin evrensel değerleri etrafında birlik ve dayanışma ruhunun hep birlikte yaşatılması amacıyla basın toplantıları düzenledik.
Bu basın toplantıları kapsamında 81 il teşkilatımızla, 1 Mayıs Haftası etkinlikleriyle ülke genelinde güçlü bir birlik, mücadele ve dayanışma ruhu ortaya koyduk. Bugün 1 Mayıs’ta;Van ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyelerinde hukuksuz ve haksız şekilde işten çıkarılan, 360 gündür eylem çadırında ekmeği ve hakkı için direnen emekçi kardeşlerimizin, Altındağ Belediyesi, Lezita ve Yolbulan’da grev yapan, aylardır alın teri ve emeği için mücadele eden emekçilerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. HAK-İŞ olarak, sendikal hak ve özgürlüklere yönelik yapılan tüm müdahaleleri kınıyor, sendikadan istifaya zorlanan, işten çıkarılan emekçilerin bir an önce işlerine iade edilmesi için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE, TERÖRSÜZ BİR GELECEK İÇİN KARARLI ADIMLARLA İLERLEMEKTEDİR
Ülkemiz, terörden arındırılmış bir Türkiye hedefi doğrultusunda yeni ve kararlı bir sürece girmiştir diyen HAK-İŞ Muş il başkanlığı , “Terörün her türlüsünü reddeden ve milli birlik-beraberliği esas alan bu sürece güçlü desteğimizi ifade ediyoruz.Sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını, sendikalı işyerlerinin teşvik edilerek sendikal hakların kullanımının yaygınlaştırılmasını talep ediyoruz.
Sendikal örgütlenmenin temel taşlarından biri olan toplu iş sözleşmesi yetki tespit sürecinin, hızlı ve şeffaf bir şekilde sonuçlanmasını istiyoruz.
İşe iade davalarının mutlak bir güvenceye kavuşturulmasını talep ediyoruz. Özellikle sendikal nedenle yapılan fesihlerde işçilere, işyeri sendika temsilciliği güvencesi gibi mutlak bir iş güvencesinin getirilmesini verilmesini istiyoruz.
İş akdi sona eren işçinin bütün alacaklarının herhangi bir pazarlık yapılmaksızın ödenmesi yasal ve ahlaki zorunluluktur, doğmuş haklar ve alacaklar üzerinde yeniden bir pazarlık yapılması evrensel bütün ilkelere de aykırıdır.
HAK-İŞ olarak, hukuka ve ahlaka ayrılığı açık olan arabuluculuk müessesinin hukukumuzda mevcut eşitsizlikleri daha da artırması nedeniyle bir an önce ortadan kaldırılmasını, uyuşmazlıkların hızlı ve etkin çözüme kavuşturulmasını sağlayacak bir sistem kurulmasını talep ediyoruz.
HAK-İŞ olarak, tüm çalışanların kıdem tazminatına erişimini sağlayacak, adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir modelin oluşturulmasını talep ediyoruz.
Her emekçi sosyal güvenceye kavuşmalı, hiçbir işçi güvencesiz çalıştırılmamalıdır. Kayıt dışı çalışmanın son bulduğu, herkesin emeğinin karşılığını alabildiği bir Türkiye mümkündür.Kayıt dışı istihdam ile mücadelede çalışmaların daha etkin ve istikrarlı bir şekilde devam etmesini istiyoruz. Çocuk işçiliğinin ve istismarının önlenmesini talep ediyoruz. Kayıt dışı ve güvencesiz alanlarda çalışan işçilerin kayıt altına alınması için gerekli yasal düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz. Kadınların, gençlerin ve engellilerin istihdama katılımlarını kolaylaştıracak politikaların oluşturulmasını, gençlerin istihdamda daha güçlü yer bulabilmesi için eğitim-istihdam geçişinin desteklenmesini, staj ve çıraklık süreçlerinin daha güvenceli hale getirilmesini talep ediyoruz. HAK-İŞ olarak, dijital dönüşüm kapsamında geleceğin mesleklerinin işçilerin adil geçişini sağlayacak şekilde eğitim yoluyla desteklenmesini talep ediyoruz. İklim krizine karşı adil geçiş politikalarının uygulanmasını istiyoruz. Ayrıca, yeşil işler yaratılmasını ve çevre dostu bir istihdam stratejisinin oluşturulmasını talep ediyoruz. İş ve sosyal güvenlik mevzuatının göçmen ve mülteciler için sürdürülebilir, uyum odaklı politikalar ile desteklenmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“TÜM KAMU İŞÇİLERİNİN SESİ OLARAK MEYDANLARDAN SESLENİYORUZ”
HAK-İŞ Muş il başkanlığı, “Konfederasyonu olarak, taşeron sistemine karşı verdiğimiz mücadelenin en önemli kazanımlarından biri olan 696 sayılı KHK ile sağlanan kadro düzenlemesini çalışma hayatımız açısından tarihî bir başarı olarak değerlendiriyoruz. Bununla birlikte devam eden sorunlarımızın da çözüme ulaştırılmasını bu tarihi başarıya destek olacağını düşünüyoruz.
Kadroya geçen işçilere tayin ve becayiş hakkının verilmesini, belediye şirketlerinde çalışan işçilerin 6772 sayılı Kanun kapsamındaki 52 günlük ilave tediye ödemesinden faydalandırılmasını istiyoruz.
Kadro dışı kalan işçilerin durumunun ivedilikle çözülmesi ve tüm emekçilere istisnasız ve ayrımsız kadro verilmesi talep ediyoruz.
Mevcut durumda, görev tanımı ve meslek kodu belirsizliği, çalışanlar üzerinde baskı oluşturmakta, iş barışını zedelemekte ve mobbing ortamına zemin hazırlamaktadır. İş tanımlarının netleştirilmesini, görev geçişlerinin esnekleştirilmesini ve işyerlerinde baskı ve tehdit ortamının son bulmasını istiyoruz.
2025 yılı Kamu Çerçeve Protokolü sürecinin sosyal diyalog ilkesiyle yürütülmesini ve taleplerimizin karşılanmasını istiyoruz. Toplu iş sözleşmesinin, kamu işçilerimizin ücret adaleti, sosyal hakları ve çalışma koşulları açısından kalıcı kazanımlar sağlaması gerektiğine inanıyoruz.
Kamu kurum ve kuruluşlarında mevsimlik, geçici ve kampanya işçilerinin iş akitlerinin askıda olduğu süreler için sosyal güvenlik ve gelir desteği mekanizmaları oluşturulmasını talep ediyoruz. Bu emekçilerin çalışma sürelerinin 11 ay 29 güne uzatılmasını istiyoruz. Bununla birlikte boş bulunan norm kadroların kanunda belirtilen usul ve esaslara göre aynı kurumda çalışan ve durumları yasada aranan şartları taşıyan geçici ve mevsimlik işçiler tarafından doldurulmasını talep ediyoruz.
2025 yılının “Aile Yılı” ilan edildiği bu süreçte, kamu işçilerinin aile bütünlüğünü koruyacak adımların atılmasını bekliyor, gerekli yasal ve idari düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirilmesini talep ediyoruz” dedi.