HABER49- Muş Alparslan Üniversitesi’nin 207 bildiriyle düzenlediği 5. Uluslararası Türkoloji Araştırmaları Sempozyumu, bilim ve kültür dünyasında disiplinler arası yaklaşımı ve entelektüel derinliğiyle yeni akademik ufuklar açtı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen 5. Uluslararası Türkoloji Araştırmaları Sempozyumu, toplamda 207 bildiri ile bölgedeki üniversiteler arasında bugüne dek gerçekleştirilen en kapsamlı akademik organizasyon oldu. 47’si yabancı dilde olmak üzere 160’ı Türkçe bildiriden oluşan sempozyum, Türkoloji sahasında yalnızca bilimsel değil, kültürel anlamda da yeni ufuklar açtı.
Aylar süren titiz bir hazırlık sürecinin ardından, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Mehmet Özalper başkanlığındaki sempozyum düzenleme kurulu tarafından hayata geçirilen etkinlik, Türkiye'nin dört bir yanından ve yurt dışından akademisyenlerin yoğun katılımına sahne oldu. Sempozyumda klasik edebiyattan dijital kültür okumalarına, halk bilimi araştırmalarından modern dil çalışmalarına uzanan geniş bir akademik içerik sunuldu.
KÜLTÜREL BELLEĞİN İNŞASINDA TÜRKOLOJİ’NİN GÜCÜ
Sempozyumun ikinci gününde gerçekleşen oturumlar, özellikle kültürel sürekliliğin mekân, zaman ve dil düzleminde nasıl inşa edildiğini ve aktarıldığını irdeledi. Halk edebiyatı, tarihsel coğrafya, kutsal mekân anlatıları ve sözlü kültürün aktarım süreçleri gibi başlıklar, oturumlarda derinlemesine ele alındı.
Katılımcılar, sözlü ve yazılı kültürün toplumsal hafızadaki yeri üzerine özgün değerlendirmeler sunarak disiplinler arası etkileşimlerin ne denli kıymetli olduğunu ortaya koydu. Oturumlar sayesinde, Türkoloji’nin yalnızca tarihi bir inceleme alanı değil, aynı zamanda bugünü anlamanın ve geleceğe yön vermenin anahtarlarından biri olduğu bir kez daha vurgulandı.
DİSİPLİNLERARASI TARTIŞMALARLA AKADEMİK UFUKLAR GENİŞLEDİ
Öğleden sonra devam eden oturumlar ise sempozyumun disiplinler arası karakterini daha da pekiştirdi. Astronomi tarihinden minyatür sanatına, dilbilimsel çözümlemelerden çağdaş sanat pratiklerine uzanan bildiriler, hem teorik hem de uygulamalı yönleriyle dikkat çekti.
Oturumlarda öne çıkan bildiriler, geçmişin bilgisiyle bugünün akademik ihtiyaçları arasında sağlam köprüler kurdu. Farklı disiplinlerden akademisyenlerin ortak paydada buluşması, kültürel ve bilimsel mirasın çağdaş dünyada nasıl yeniden üretildiğini gözler önüne serdi.
TÜRK DÜNYASI İÇİN UMUT VEREN AKADEMİK İŞ BİRLİĞİ
Sempozyumun kapanışında söz alan Prof. Dr. Murat Öztürk ve Doç. Dr. Mehmet Özalper, etkinliğin yalnızca bir bilimsel organizasyon değil, aynı zamanda Türk dünyasının kültürel ve akademik dayanışmasının güçlü bir nişanesi olduğunu vurguladı. Özellikle Doç. Dr. Özalper, Türkoloji’nin yeni nesil akademik yönelimlerle güçleneceğini ve bu tür etkinliklerin kültürel belleği diri tutacağını ifade etti.
Katılımcılar, organizasyonun sonunda ortak bir temennide bulunarak, "Türk dünyasının bilimsel ve kültürel iş birliği, bu tür uluslararası sempozyumlarla güç kazanmaya devam edecek” dedi.