Erzurum’da TYP Kapsamında 200 Kişi Kura ile Belirlendi
Erzurum’da TYP Kapsamında 200 Kişi Kura ile Belirlendi
İçeriği Görüntüle

HABER49-Köy çevresinde dağınık halde bulunan ve mimari ile mezar taşı niteliği taşıyan bu taşlar, kaybolma ve tahrip olma riskine karşı koruma altına alındı. Taşları kendi bahçesinde muhafaza eden köylü Ali Can Erdoğan, eserlerin güvenli bir şekilde korunması için durumu Tunceli Müzesi yetkililerine bildirdi. İhbar üzerine İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kaya, Tunceli Müze Müdürü Kenan Öncel ve müze arkeoloğu Özgür Şahin köye giderek taşları yerinde inceledi.

Yapılan araştırmalar, taşların farklı dönemlere ait mimari ve sanatsal özellikler taşıdığını ortaya koydu. Bezeme ve yazı karakterleri incelendiğinde taşların yaklaşık 700 yıllık bir geçmişe sahip olduğu belirlendi. Bu taşlar, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait kültürel birikimi yansıtarak, bölgenin tarih boyunca farklı medeniyetlerin etkileşim alanı olduğunu gözler önüne seriyor. Geometrik ve bitkisel bezemeler ile kufî ve nesih hatlı yazılar, taşların sanat ve tarih açısından taşıdığı değeri güçlendiriyor.

Kültürel Mirasın Korunmasında Vatandaş Duyarlılığı

Taşların korunması sürecinde vatandaşların duyarlılığı büyük rol oynadı. Ali Can Erdoğan’ın farkındalığı sayesinde tarihi eserler, güvenli bir şekilde Tunceli Müzesi’ne nakledildi. Yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan rapor, Tunceli Valisi Şefik Aygöl’e sunuldu. Vali Aygöl’ün talimatıyla Tunceli İl Özel İdaresi tarafından tahsis edilen araçlarla taşlar güvenli şekilde müzeye ulaştırıldı ve burada koruma altına alındı.

Müze yetkilileri, vatandaşların bu tür girişimlerinin kültürel değerlerin korunması açısından hayati öneme sahip olduğunu vurguladı. Koruma altına alınan taşlar, bölgenin kültürel mirasının belgelenmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması açısından büyük önem taşıyor. Uzmanlar, bu taşların, Tunceli ve çevresinin tarih boyunca farklı kültürlerin kesişim noktası olduğunu gösteren değerli belgeler olduğunu ifade ediyor.

700 Yıllık Taşların Sanatsal ve Tarihsel Önemi

İbimahmut köyünden getirilen toplam 22 taş parçası, hem mimari hem de mezar taşı niteliğinde olup, Selçuklu’dan Osmanlı’ya uzanan sanatsal birikimi yansıtıyor. Kufî ve nesih hatlı yazılar ile geometrik ve bitkisel süslemeler, dönemin estetik anlayışını gözler önüne seriyor. Bu taşlar, yalnızca geçmişin izlerini taşımakla kalmayıp, bölgenin kültürel ve tarihi sürekliliğini belgeleyen somut kanıtlar olarak değerlendiriliyor. Tarih ve sanat uzmanları, bu eserlerin korunmasının, gelecek nesillere aktarılacak önemli bir miras olduğunu belirtiyor.

Kaynak: İHA