HABER49- Malazgirt Savaşı’nın izlerini gün yüzüne çıkarmak için başlatılan kazı ve araştırma projelerinde binlerce materyal bulundu. Savaş alanı arkeolojisi çalışmalarıyla tarih adım adım gün ışığına çıkarılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü izni kapsamında 2020 yılında başlatılan "Malazgirt Savaş Alanının Tespiti, Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırma Projesi" tüm hızıyla sürüyor. Proje, Ahlat Müzesi başkanlığında ve proje ortağı Muş Alparslan Üniversitesi işbirliğiyle yürütülüyor. Çalışmalara 12 üniversiteden, alanında uzman 42 akademisyen katılıyor.
Kazı ve araştırmalarda bugüne kadar binin üzerinde materyal bulunurken, bunlar arasında ok ve mızrak uçları, zihgirler ve bronzlar yer alıyor. Uzmanlar, savaş alanına dair buluntular ile Malazgirt'in farklı noktalarında yüzey araştırmalarına devam ediyor. Çalışmalar, 1071 yılındaki Malazgirt Savaşı’nın yaşandığı alanın izlerini ortaya koymayı hedefliyor.
ÇALIŞMALAR İKİ ODAK ÜZERİNE YÜRÜTÜLÜYOR
Projeye bilimsel danışmanlık yapan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Çevik, çalışmaların detaylarını paylaştı. Çevik, “2020 yılında başladığımız sahada ‘Malazgirt Savaşı Alanının Tespiti, Tarihi, Arkeolojisi Projesi’ adı altında bir proje yürütüyoruz. 12 üniversiteden 40’a yakın uzmanla yürütülüyor. Muş Alparslan Üniversitesi başından beri proje ortağı olarak yer alıyor. Uzmanlarımızın önemli kısmı farklı fakülte ve bölümlerden Muş Alparslan Üniversitesi’nin akademisyen ve uzmanlarından oluşuyor. Buradaki çalışmalar iki odak üzerinden yürüyor. Savaş alanı arkeolojisi ülkemizde yeni bir alan ve en kapsamlı projesini bu ekip yürütüyor. Malazgirt Savaşı bağlamında yürütüyoruz. Savaş alanı arkeolojisi dediğimizde iki şeye odaklanıyoruz. Birincisi, bir savaşa ait objeler. Bunlar başta silahlar, ok uçları, mızraklar, kılıçlar, miğfer, zırh vesaire. İkincisi, insan kaynağı. Bu savaşın her iki tarafında kayıplar var. Bizans mağlup olduğu için kaybı daha büyük. Selçuklu tarafında da şüphesiz kayıp mevcut. Şehitlerimizin bulunması söz konusu. Öncelikle yazılı kaynaklar üzerinden savaşı bütün süreçleriyle anlamaya çalıştık ve metinleri araziye uyarladık. Kabaca 150 kilometrekarelik bir alanda çalışıyoruz” dedi.
YOĞUNLUK HARİTALARI VE YENİ ALAN TESPİTİ
Çevik, çalışma alanının detaylarını da şu şekilde açıkladı:
“Malazgirt Kale şehrinin 10-12 kilometre doğu ve güneydoğusunda uzanan bir plato üzerinde çalışıyoruz. Süphan Volkanik Dağı’nın lav akıntılarının oluşturduğu düzlükler ve engebeli alanlar mevcut. Bugüne kadar binin üzerinde savaşa ait metal obje bulundu. Bunların yarısı ok, mızrak ve kılıç parçaları gibi doğrudan silah diyebileceğimiz objeler. Ayrıca döneme ait bronz, gümüş, bakır ve altın sikke, Bizans İmparatorluğu’na ait mühürler ve Romanos Diogenes’in mühürleri ele geçti. Buluntular haritalara işleniyor, yoğunluk haritaları oluşturuluyor, coğrafi bilgi sistemleri ile yeni çalışma alanları belirleniyor. Yoğunluklara göre çalışmalara devam ediyoruz.”
MALAZGİRT’İN TÜM SÜREÇLERİ GÖRÜNÜR KILINACAK
Prof. Dr. Çevik, projenin amacını da şöyle özetledi:
“Bugüne kadar elde ettiğimiz sonuç oldukça etkileyici. Malazgirt, Anadolu ve dünya tarihinin önemli bir hadisesidir. Sadece 26 Ağustos’a odaklanmıyoruz. 22-30 Ağustos arasındaki savaşın tüm aşamalarını belgeleyip alanlarda tespit etmek istiyoruz. Bir sonraki aşamada bu zaferin yerinde görünür kılınması, müze, yürüyüş yolları, ordugahlar ve seyir teraslarıyla ziyaretçilere sunulması hedefleniyor. Bu çerçevede çalışmalarımız başarılı bir şekilde devam ediyor.”