HABER49- Araştırmacı-yazar Sıtkı Yılmaz Kuşkay’ın “Erzurum’da Rus İşgali” adlı kitabı, Prenses Galitzine ve Sergey Duhovsky’nin tanıklıklarıyla Erzurum’un işgal günlerini gün yüzüne çıkarıyor.

Araştırmacı-yazar ve iş insanı Sıtkı Yılmaz Kuşkay, 1878’de Erzurum’u işgal eden Rus Askeri Valisi Tümgeneral Sergey Mihailoviç Duhovsky ve eşi Prenses Varvara Duhovskaya’nın (Galitzine) anılarını kitaplaştırdı. Dergâh Yayınları’ndan çıkan “Erzurum’da Rus İşgali”, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında yaklaşık yedi ay süren Rus işgalini, dönemin tanıkları üzerinden aktarıyor.

Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nın eski başkanlarından olan Kuşkay, tarih araştırmalarına yeni bir eser ekledi. “Erzurum’da Rus İşgali” kitabı, dönemin askeri valisi Sergey Duhovsky ve eşi Prenses Galitzine’nin Erzurum işgali sırasında kaleme aldığı hatıraları günümüze taşıyor. Kuşkay, kitabının önsözünde şu ifadeleri kullandı:
“Yedi ay süren Erzurum işgali sırasında görev yapan Sergey Duhovsky ve eşi Prenses Galitzine, savaşın hemen ardından St. Petersburg’da hatıralarını yayımladılar. Bu tanıklıklar, Erzurum tarihinin bilinmeyen, gölgede kalmış olaylarını aydınlatıyor.”

YAZARIN KİŞİSEL İLGİSİ VE ESERİN ÖNEMİ

Kuşkay, daha önce yayımladığı “Erzurum’da İngiliz Konsolosu Everett’e Ermeni Suikasti” ve “Kafkasya’da Rus Yayılmacılığı” kitaplarının ardından bu çalışmasında da Erzurum tarihine odaklandı. Kitabın kendisi için özel bir anlam taşıdığını belirten Kuşkay, şunları dile getirdi:
“En az elli yıllık birikim ve emeğin ürünü olan bu çalışmayı Türk okuyucusuyla buluşturduğum için mutluyum. 93 Harbi’nde muhacir olmuş bir ailenin torunu olarak bu döneme özel bir ilgim vardı. Erzurum’un işgal günlerinde yaşananları, Prenses Galitzine ve Sergey Duhovsky’nin tanıklıklarıyla aktarmak, hem tarihimize hem de hafızamıza hizmet etmektir.”

PRENSES GALİTZİNE’NİN ERZURUM GÖZLEMLERİ

Kitapta öne çıkan bölümlerden biri de Prenses Varvara Galitzine’nin işgal günlerini bir kadın bakış açısıyla aktarması oldu. Erzurum sokaklarından çarşılarına, camilerinden evlerine kadar şehrin farklı kesimlerini anlatan Galitzine, günlük hayatı da satırlarına taşıdı. Anılarında, “Geçtiğimiz kış yalnızca Erzurum’da bin 500 Rus askeri tifüsten öldü. Karlar eriyince, aceleyle açılmış mezarlıklardaki mezarların çöktüğünü ve cesetlerin göründüğünü gördük. Bu durum şehirde büyük bir halk sağlığı sorunu oluşturdu” ifadelerini kullandı.
23 Mayıs 1878’de Erzurum’a dönerken uğradığı Dadaşköy’de yaşadığı bir olayı ise şöyle anlattı:
“Köyde etrafımızda çoğu kadınlardan oluşan büyük bir kalabalık toplandı. Bir köylü kadın kolumdan tutarak, büyük bir hayret içinde ‘O canlı ve yaşıyor!’ diye bağırdı. (Beni balmumu bebek zannetmişlerdi.)”

Kars’ta Yaylada Kalp Krizi Geçiren Vatandaşın Cenazesi AFAD’ın Zorlu Çalışmasıyla İndirildi
Kars’ta Yaylada Kalp Krizi Geçiren Vatandaşın Cenazesi AFAD’ın Zorlu Çalışmasıyla İndirildi
İçeriği Görüntüle

93 HARBİ’NİN ERZURUM’DAKİ ETKİLERİ

“93 Harbi” olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Erzurum ve çevresinde büyük yıkımlara yol açtı. Rus ordusu şehre kadar ilerleyerek Erzurum’u işgal etti. 31 Ocak 1878 Edirne Ateşkesi ve 3 Mart 1878 Ayastefanos Antlaşması sonrasında Osmanlı Devleti ağır şartlar altında Kars, Ardahan, Batum ve Oltu’yu kaybederken, Erzurum, Eleşkirt ve Doğubayazıt’ı geri aldı. Ağır kış koşulları, tifüs salgını ve Aziziye direnişi Rusların ilerleyişini durduran başlıca nedenler arasında yer aldı. Bu dönem, binlerce ailenin göç etmek zorunda kaldığı, Erzurum’un acı ve muhaceretle anıldığı yıllar olarak tarihe geçti.

Kaynak: İHA