HABER49-Kurban Bayramı’nın yaklaşması ve yaz aylarının etkisini artırmasıyla birlikte, özellikle kırsal alanlarda Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) riski yeniden tırmanışa geçti. Türkiye’de ilk olarak 2002 yılında görülen ve o tarihten bu yana endemik hastalıklar arasında yerini alan KKKA, özellikle Haziran ve Temmuz aylarında vaka sayılarında ciddi artış gösteriyor. Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Karakeçili, bu dönemin kritik olduğuna dikkat çekti. Karakeçili, mevsim geçişinin uzun sürmesinin vaka artışını ötelemiş olsa da, önümüzdeki günlerde özellikle hayvancılıkla uğraşan ve kırsal kesimde yaşayan bireyler için riskin yüksek olduğunun altını çizdi.
Geçtiğimiz hafta yalnızca bir vaka tespit edilirken, bu hafta içerisinde yedi şüpheli başvuru alındığı ve bunlardan dördünün pozitif çıktığı açıklandı. Şu anda tedavi gören hastalardan ikisi taburcu edilmiş durumda, diğer iki kişi ise hastanede gözetim altında. Uzmanlar, bu verilerin ilerleyen haftalarda vaka sayılarında artışın habercisi olduğunu değerlendiriyor. Kırsalda yaşayan vatandaşların daha dikkatli olmaları gerektiği ve belirtilerin hafife alınmaması gerektiği vurgulanıyor.
BELİRTİLER GRİP GİBİ BAŞLIYOR, ANCAK ETKİSİ HAYATİ OLABİLİR
KKKA hastalığının en büyük tehlikelerinden biri, belirtilerinin birçok yaygın hastalıkla karıştırılabilmesi. Prof. Dr. Faruk Karakeçili, hastalığın genellikle grip benzeri bulgularla başladığını ve bu nedenle vatandaşların hastalığı önemsemeden atlayabildiğini belirtiyor. Ani başlayan ateş, üşüme, baş ağrısı ve kas ağrıları gibi belirtiler, KKKA’nın erken dönem işaretleri arasında yer alıyor. Bu yüzden özellikle risk grubunda bulunan vatandaşların bu tür semptomlar yaşadıklarında vakit kaybetmeden sağlık kuruluşlarına başvurmaları öneriliyor.
Hastalığın tedavisinde erken teşhis hayat kurtarıcı bir rol oynarken, geç müdahalelerde ağır kanamalı tablolar ortaya çıkabiliyor. Özellikle iç organlarda kanama, cilt altı morarmalar ve tansiyon düşüklüğü gibi bulgular, ileri evreye geçildiğinin habercisi olabiliyor. Uzmanlar, herhangi bir kırsal temas sonrası bu tür belirtiler gösteren herkesin en kısa sürede sağlık taramasından geçmesini öneriyor. Hastalık, erken teşhis ve destekleyici tedavi ile kontrol altına alınabiliyor; ancak geç kalındığında ölüm oranı yüksek seyredebiliyor.
KENE MÜDAHALESİNDE YAPILAN HATALAR HAYATİ RİSK TAŞIYOR
KKKA hastalığının temel bulaşma kaynağı keneler. Bu noktada yanlış müdahaleler, hastalığın bulaşma riskini katbekat artırabiliyor. Prof. Dr. Karakeçili, özellikle kırsalda yaşayan veya hayvancılıkla uğraşan bireylerin, vücutlarına yapışan keneleri çıplak elle koparmaya çalıştığını ve bu yöntemin büyük bir tehlike taşıdığını vurguladı. Uzmanlara göre, kenelerin elle sıkılması veya ezilmesi, virüsün kana karışmasını kolaylaştırıyor ve hastalığın bulaşma ihtimalini artırıyor.
En doğru yaklaşım, keneye çıplak elle dokunmadan, uygun bir aparatla çıkarılması ve hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması. Bu işlemlerin steril koşullarda yapılması, virüsün vücuda girmesini engellemek açısından kritik önem taşıyor. Karakeçili, “Ne kadar uyarırsak da vatandaşlarımız hâlâ keneleri elle çıkarmaya çalışıyor. Bu durum hastalığın yayılımını artırıyor” diyerek, tüm halkı duyarlı davranmaya çağırdı.
KURBAN BAYRAMI HAREKETLİLİĞİ RİSK GRUBUNU GENİŞLETİYOR
Haziran ayında kutlanacak olan Kurban Bayramı nedeniyle kırsal alanlara olan hareketlilik artarken, uzmanlar bu durumun KKKA açısından ciddi bir risk yarattığını belirtiyor. Kurbanlık hayvanların taşınması, kesimi ve temasın artmasıyla birlikte virüsle temas eden kişi sayısında artış gözlemlenebileceği ifade ediliyor. Özellikle hayvancılık yapanlar, çiftçiler ve bayram nedeniyle köylere gidecek olan vatandaşlar, risk grubunda yer alıyor.
Kurban Bayramı’nda birçok aile kırsal kesime giderken, kenelerle temas riski de kaçınılmaz hale geliyor. Prof. Dr. Karakeçili, bayram süresince açık alanlarda bulunacak kişilerin daha dikkatli olması gerektiğini, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda vaka sayılarında ciddi artışlar görülebileceğini belirtti. Bu noktada toplumsal farkındalık oluşturmanın önemine dikkat çekildi. Bayram öncesi ve sırasında sağlık otoritelerinin uyarılarının dikkate alınması, olası bir salgının önlenmesi açısından hayati önem taşıyor.
KENEDEN KORUNMAK İÇİN ALINABİLECEK ÖNLEMLER
Keneden korunmanın en etkili yolu, vücuda temasını engelleyecek önlemler almaktan geçiyor. Prof. Dr. Karakeçili, özellikle kırsal alanlarda zaman geçirecek vatandaşlara çeşitli önerilerde bulundu. Açık renkli ve uzun kollu kıyafetler giyilmesi, pantolon paçalarının çorap içerisine sokulması, kapalı ayakkabılar tercih edilmesi, kenelere karşı ilk savunma hattını oluşturuyor. Ayrıca, kırsal alandan dönen bireylerin vücutlarını detaylı şekilde kontrol etmeleri ve herhangi bir kene tespiti durumunda doğrudan sağlık kuruluşlarına başvurmaları gerekiyor.
Uzmanlar, vatandaşların yalnızca korunma değil, aynı zamanda farkındalık düzeylerini artırmalarının da önemli olduğuna dikkat çekiyor. Kenelerle mücadele yalnızca bireysel önlemlerle değil, toplumsal bilinç ve sağlık otoritelerinin iş birliğiyle mümkün olabiliyor. Özellikle Kurban Bayramı gibi temasın arttığı dönemlerde, hem bireysel hem de kamusal düzeyde alınacak önlemler, vaka artışının önüne geçebilir.