Ekonomi

Kredi faizleri ne zaman düşecek? Bankalar ve ekonomide denge arayışı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), beklenen faiz kararını açıklayarak politika faizini 2,5 puan indirerek yüzde 40,5 seviyesine çekti.

Abone Ol

HABER49-Bu adım, finans piyasalarında bireysel ve ticari kredi kullanmak isteyenler için bir umut ışığı olarak görülüyor. Ancak bankalar, mevduat faizlerinde indirim uygularken kredi faizlerinde aynı cömertliği göstermiyor. Bu durum, kredi ve mevduat arasındaki marjın yüksek tutulmasına ve bireyler ile işletmelerin finansmana erişimini zorlaştırmasına yol açıyor. Kısa vadede bankalar kârlı çıkarken, uzun vadede yüksek maliyetli krediler nedeniyle işletmeler ve ekonomik büyüme olumsuz etkileniyor.

Türkiye ekonomisi, yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve sıkı para politikaları gibi bir dizi zorlukla mücadele ediyor. Özellikle kredi ve mevduat faizleri arasındaki makasın açılması, finansmana erişimde ciddi engeller oluşturuyor. Bankaların kredi faizlerini yüksek tutması, reel sektörün maliyetini artırıyor ve yeni yatırım kararlarını ertelemelerine sebep oluyor. Bu durum, ekonomik büyümenin yavaşlamasına ve istihdam üzerinde baskı yaratmasına neden olabiliyor.

ENFLASYON, KREDİ VE MEVDUAT FAİZLERİ ARASINDAKİ UÇURUM

Şu anki tabloda, enflasyon oranı yüzde 33, TCMB politika faizi yüzde 40,5 ve mevduat faizleri yüzde 40’ın altında seyrediyor. Buna karşın ticari kredi faizleri yüzde 56 civarında seyrediyor ve faktoring kuruluşlarında yüzde 60-70 oranlarına ulaşabiliyor. Enflasyon ve kredi faizleri arasındaki 23 puanlık fark ile mevduat ve kredi faizleri arasındaki en az 18 puanlık fark, finans piyasalarında ciddi bir çelişkiyi ortaya koyuyor.

Bu durum, finansmana erişimin zorlaşmasına ve yatırım ile üretimin yavaşlamasına yol açıyor. İşletmeler, hem yüksek maliyetli kredileri ödemekte zorlanıyor hem de yeni yatırımlardan kaçınıyor. Dolayısıyla bankaların yüksek kâr hedefleri kısa vadede reel sektörün büyümesini engelliyor.

BANKALARIN KÂRLILIĞI VE FAİZ MARJI

Kredi faizlerindeki artış, mevduat faizlerinin önüne geçmiş durumda. Bankalar, kredi verirken uyguladıkları yüksek faiz oranları ile mevduat sahiplerine ödedikleri faiz arasındaki farkı açarak kârlılıklarını artırıyor. 2021 yılında bankacılık sektörü 92 milyar lira kâr elde ederken, 2022’de mevduat faizlerinin düşürülüp kredi faizlerinin yükselmesi sonucu kâr 432 milyar, 2023’te ise 620 milyar liraya ulaştı.

Bu tablo, bankaların kâr maksimizasyonunun kısa vadede reel sektörü olumsuz etkilediğini gösteriyor. Eğer mevduat ile kredi faizi arasında makul bir denge kurulmazsa, bireyler ve işletmeler zarar görürken bankalar kârlı kalmaya devam edecek. Uzun vadede ise finansman yükünü taşıyamayan işletmelerin yarattığı tahribat ekonomik zarara dönüşebilir.

DENGEYİ SAĞLAMAK İÇİN ATILMASI GEREKEN ADIMLAR

Kredi ve mevduat faizleri arasındaki makası daraltmak ve finansal istikrarı sağlamak için bazı adımlar kritik önem taşıyor. Bankacılık sektörünün kâr maksimizasyonu yerine ekonomik büyümeyi ve istikrarı destekleyecek şekilde hareket etmesi gerekiyor. Vadeli ve vadesiz mevduat toplamından ortalama maliyetler belirlenerek üzerine eklenecek marja sınırlama getirilebilir.