Bölge

Köyde teknoloji devrimi: Dağlıca'da kodlama dersiyle gelecek inşa ediliyor

Ağrı’nın Tutak ilçesine bağlı Dağlıca köyünde görev yapan öğretmen Eren Oruç’un çabalarıyla köy okulunda başlayan teknoloji seferberliği, öğrencileri robotik kodlama ile buluşturdu. Organik tarımdan elde edilen gelirle kurulan teknoloji sınıfı, köyde yazılıma ve mühendisliğe uzanan yolun kapısını araladı.

HABER49-Ağrı’nın Tutak ilçesine bağlı Dağlıca köyünde görev yapan öğretmen Eren Oruç’un çabalarıyla köy okulunda başlayan teknoloji seferberliği, öğrencileri robotik kodlama ile buluşturdu. Organik tarımdan elde edilen gelirle kurulan teknoloji sınıfı, köyde yazılıma ve mühendisliğe uzanan yolun kapısını araladı.

Robotik Kodlama Dağlıca Köyü’nde Geleceği Şekillendiriyor

Ağrı’nın Tutak ilçesine bağlı Dağlıca köyü, teknolojik bir dönüşümle adından söz ettiriyor. Bu dönüşümün mimarı ise 12 yıldır köy okulunda görev yapan sınıf öğretmeni Eren Oruç. Yıllar boyunca köyün temel ihtiyaçlarına yönelik çabalarıyla bilinen Oruç, şimdi öğrencilerini robotik kodlama ile tanıştırarak köy okulunu bir teknoloji üssüne dönüştürüyor. İnternetten edindiği bilgilerle kendi çabasıyla robotik kodlama öğrenen Oruç, edindiği bilgi birikimini öğrencilere aktarıyor ve onların yazılım dünyasıyla tanışmasını sağlıyor. Öğrenciler, öğretmenlerinin rehberliğinde elektronik devreleri kurmayı, robotik sistemleri çalıştırmayı ve yazılım temellerini öğrenmeyi başarıyor.

Köydeki bu sıra dışı eğitim modeli, sadece bölge için değil, Türkiye genelinde kırsal eğitime dair umut vadeden bir örnek olarak değerlendiriliyor. Sıfırdan başlanan bu serüven, internet erişimiyle öğretmenin donanım kazanması, ardından öğrencilere ilham vermesiyle dikkat çekiyor. Bu süreç, eğitimde fırsat eşitliğini sağlama açısından da önemli bir örnek oluşturuyor.

Organik Tarımdan Robot Setlerine Uzanan Yolculuk

Eren Oruç’un köydeki değişim serüveni yalnızca ders anlatmakla sınırlı kalmadı. Okulun çevresel koşullarını iyileştirmek amacıyla başlattığı çalışmalar arasında su sorununu sondajla çözmek, okul çevresine tel örgüler çekmek ve ağaçlandırma faaliyetleri yer aldı. Ancak asıl çarpıcı adım, öğrencilerin gelişimine yönelik organik tarım faaliyetlerinin başlatılması oldu. Öğrencilerle birlikte yapılan tarımsal üretimden elde edilen gelir, doğrudan teknolojiye yatırıldı. Bu gelirle robotik setler satın alınarak sınıf, adeta bir teknoloji atölyesine dönüştürüldü.

Bugün Dağlıca İlkokulu’nda sekiz farklı robot bulunuyor. Engelden kaçan, arama-kurtarma görevlerini yerine getiren bu robotlar, öğrencilerin el emeği ve zekâsıyla çalışıyor. Robotik kodlama eğitimleri sayesinde köyde yaşayan çocuklar, Türkiye’nin birçok gelişmiş okulunda bile bulunmayan donanım ve bilgiye sahip hale geliyor. Bu sistem, sadece teknolojiyi değil, üretim ve emek değerlerini de çocuklara kazandırıyor.

“Bir Sabah Hayatım Değişti”: Kalbinde Kodlama, Elinde Papatya

Öğretmen Eren Oruç’un köyde kalma kararı, teknolojik başarılardan çok daha önce, bir sabah yaşadığı duygusal bir anla şekillendi. Oruç’un anlattığına göre lojmanın kapısı bir sabah çalındı ve kapıyı açtığında kimse yoktu. Tam geri dönmek üzereyken, öğrencilerinin merdivenleri papatyalarla süslediğini gördü. Bu duygusal jest, Oruç’un köyde kalma kararını pekiştirdi. “O gün burada kalmam gerektiğine inandım,” diyen Oruç, sevgiyle bağlandığı köyünde bugün büyük bir değişimin öncüsü.

Öğretmenin fedakârlığı ve öğrencilerin sevgisiyle şekillenen bu hikâye, Türkiye’deki kırsal eğitimin dönüşebileceğinin en somut kanıtlarından biri. Oruç’un motivasyonu yalnızca bir öğretmenlik görevinden ibaret değil; aynı zamanda bir hayat tarzı ve sorumluluk bilinciyle örülmüş bir hikâye. O sabah açılan kapı, bugün çocukların geleceğine açılan bir pencereye dönüştü.

Teknoloji Çağında Köyden Geleceğin Mühendisleri Yetişiyor

Dağlıca köyündeki öğrenciler artık yalnızca okuma-yazma değil, yazılım ve teknoloji bilgileriyle de donatılıyor. Robotik kodlama eğitimine üniversite döneminde sahip olmayan Eren Oruç, hâlâ internet üzerinden öğrenmeye devam ettiğini belirtiyor. Bu öğrenme azmi, öğrencilerine hem örnek oluyor hem de köyde yaşayan çocukların potansiyeline duyulan güveni artırıyor.

Sınıf içinde oluşturulan müzik köşeleri, renkli sınıf düzenlemeleri ve öğrencilerin kendilerini evlerinde gibi hissedecekleri atmosfer, Oruç’un “Okul bir yaşam alanı olmalı” vizyonunun bir sonucu. Öğrencilerin okula aidiyetini artırmak ve öğrenmeyi eğlenceli hale getirmek için gösterilen bu çaba, aynı zamanda eğitimde yeni bir yaklaşımın da kapısını aralıyor. Bugün Dağlıca’dan çıkan öğrenciler, yarının mühendisleri, yazılımcıları ya da teknoloji girişimcileri olabilir. Ve bu başarı, sadece bilgiyle değil; sevgi, emek ve azimle yoğrulmuş bir eğitim modeliyle mümkün hale geliyor.