HABER49-Kenelerin uçmadığı veya zıplamadığını, sadece tırmanarak insan vücuduna tutunduğunu belirten Prof. Dr. Akbulut, özellikle bağ, bahçe, tarla ve orman gibi doğal alanlara gidenlerin çok dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Keneye karşı alınabilecek en etkili önlemler arasında pantolon paçalarının çorap içine sokulması, çizme giyilmesi ve açık renkli örtülerin oturulan yerlerde kullanılması yer alıyor. Bu basit ama hayati önlemler, KKKA riskini büyük ölçüde azaltabiliyor.
KKKA HASTALIĞININ TARİHÇESİ VE YAYILIMI
KKKA hastalığı ilk olarak 1944-45 yıllarında Kırım’da "Kırım Kanamalı Ateşi" olarak tanımlandı. 1956 yılında ise Kongo bölgesinde benzer hastalık "Kongo Hastalığı" adıyla kayda geçti. 1969 yılında yapılan araştırmalar bu iki hastalığın aynı virüsten kaynaklandığını ortaya koydu ve hastalığa "Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi" ismi verildi. Prof. Dr. Akbulut, hastalığın bazı dünya bölgelerinde ölüm oranının yüzde 30’un üzerine çıkabildiğini, Türkiye’de ise bu oranın yaklaşık yüzde 4,7 seviyesinde olduğunu açıkladı. Hastalığın yayılımının önlenmesi için farkındalık ve koruyucu tedbirlerin alınması büyük önem taşıyor.
KKKA’NIN BULAŞMA YOLLARI VE SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK EĞİTİMLER
KKKA’nın temel bulaşma yolu, kenelerin insan vücuduna tutunmasıdır. Prof. Dr. Akbulut, keneye çıplak elle dokunmanın ve uygun olmayan yöntemlerle keneyi çıkarmanın hastalık riskini artırdığını söyledi. Ayrıca, virüs taşıyan hayvanların kanlarına veya vücut sıvılarına temas etmek, hastaların kan ve vücut sıvılarıyla korunmasız şekilde temasta bulunmak da bulaşmayı kolaylaştırıyor. Bu yüzden riskli bölgelerde ve meslek gruplarında çalışanların özel koruyucu ekipman kullanması gerekiyor. Fırat Üniversitesi Hastanesi’nde KKKA konusunda verilen eğitimde, sağlık çalışanlarının virüsle mücadelede bilinçlendirilmesi ve koruyucu yöntemlerin uygulanması hedeflendi.