HABER49- Havaların ısınmasıyla birlikte doğada insan sağlığını tehdit eden kenelerin sayısı hızla artıyor. Çevre sorunlarına duyarlılığı ve doğa belgeselleriyle tanınan gazeteci Güven İslamoğlu, Türkiye’nin kırsal bölgelerinde yaşanan bu ekosistem krizine dikkat çekerek, “Keklik kalmadı, keneler çoğaldı” açıklamasında bulundu.
AŞIRI AVLANMA KEKLİK POPÜLASYONUNU TÜKETTİ
Türkiye’nin birçok bölgesinde doğanın dengesini sağlayan türlerden biri olan kınalı kekliklerin kontrolsüz ve bilinçsiz avcılık nedeniyle yok olma noktasına geldiği bildiriliyor. Güven İslamoğlu’nun ifadelerine göre, özellikle İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde kekliklerin sayısının azalmasıyla birlikte doğadaki kene popülasyonu hızla arttı. Kekliklerin doğal ortamda kenelerle beslendiği ve böylece zararlı böcek ve parazitlerin çoğalmasını engellediği biliniyor. Ancak, av kotalarına uyulmaması ve denetim eksikliği nedeniyle keklikler doğada neredeyse hiç kalmadı.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın keklik ve beç tavuğu üretimiyle bu ekosistem açığını dengelemeye çalıştığı belirtiliyor. Fakat yetkililer, doğal yaşam alanlarına bırakılan kekliklerin sayısının yeterli olmadığını, avcıların yasa dışı avlanmayı sürdürdüğünü ve doğada keklik sesinin neredeyse duyulmaz hale geldiğini söylüyor.
KKKA VAKALARDA ENDİŞE VERİCİ YÜKSELİŞ
Özellikle Sivas ve çevresinde kene kaynaklı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarında bu yıl endişe verici bir artış gözlemlendi. Yetkililerin paylaştığı bilgilere göre, yılın ilk yarısında keneler nedeniyle 6 kişi hayatını kaybetti. Uzmanlar, havaların ısınmasıyla birlikte piknik ve doğa yürüyüşlerinin artacağını ve riskin daha da büyüyeceğini belirtti.
Güven İslamoğlu, vatandaşlara doğada dikkatli olmaları, açık alanda şort giymemeleri, çimenlere yatmamaları ve gün sonunda mutlaka vücutlarını kontrol etmeleri uyarısında bulundu. Uzmanlar ayrıca, doğada kenelerle temas halinde derhal sağlık kuruluşlarına başvurulması gerektiğini ve KKKA virüsünün erken teşhisle tedavi edilebileceğini hatırlatıyor.
Uzmanlar, kekliklerin doğada sadece kene popülasyonunu dengelemekle kalmadığını, aynı zamanda süne zararlısı gibi tarım alanlarında büyük tehdit oluşturan haşereleri de kontrol altında tuttuğunu ifade ediyor. Kekliklerin yokluğunda ise çiftçiler kimyasal mücadeleye yöneliyor, bu da toprağın ve su kaynaklarının kirlenmesine yol açıyor.