Elazığ’da Hazarbaba Dağı ve Hazar Gölü Kartpostallık Manzaralar Sunuyor
Elazığ’da Hazarbaba Dağı ve Hazar Gölü Kartpostallık Manzaralar Sunuyor
İçeriği Görüntüle

HABER49-Yaklaşık 3 bin metre rakımlı yaylalarda hayvanlarını otlatan göçerler, hava sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte kilometrelerce süren çileli yolculuklarına adım attı. Yollar boyunca binlerce küçükbaş hayvanla ilerleyen göçerler, sadece kendi güvenliklerini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda sürülerini yaban hayvanlarının saldırılarına karşı korumak için de büyük bir mücadele veriyor. Bu yolculuk, göçerlerin yaşam biçiminin en zorlu ve hayati aşaması olarak dikkat çekiyor.

Bahar ve yaz aylarında Artvin, Ardahan ve Erzurum’un çeşitli yaylalarında otlayan göçerler, kasım ayının ortalarında başlayan soğuklarla birlikte Iğdır’a yöneliyor. Bu süreçte yüksek kesimlerde erken yağan kar ve gece saatlerindeki eksi dereceler, yolculuğun zorluk derecesini artırıyor. Göçerlerin yanında her zaman sadık bir yardımcı olarak bulunan çoban köpekleri, hem hayvanların güvenliğini sağlıyor hem de yaban hayvanlarının sürüye yaklaşmasını engelliyor. Bu eşsiz yolculuk, binlerce küçükbaş hayvanın doğal alanlarda yayılmasını ve bölgenin kültürel yaşamının devamını simgeliyor.

Soğuk ve Zorlu Araziye Karşı Günlük Mücadele

Göçerlerin dönüş yolculuğu, sadece soğuk hava ile değil, aynı zamanda hayvanlarına uygun otlak bulma ve kurt gibi yaban hayvanlarının saldırı tehdidiyle de mücadeleyi içeriyor. Yolculuk sırasında her adım, hem sürü hem de göçerler için dikkat ve strateji gerektiriyor. Yüksek rakımlı ve zaman zaman kayganlaşan toprak zemin, göçerlerin dayanıklılığını sınarken, sürüdeki hayvanların düzenli otlatılması ve sağlığının korunması da ayrı bir önem taşıyor. Bu süreçte göçerlerin tecrübesi ve doğa ile uyumlu yaşam becerileri ön plana çıkıyor.

Kasım ayının ortalarında başlayan bu yolculuk, yaklaşık 15-20 gün sürebiliyor. Göçerler, her gün farklı bir noktada mola vererek hem hayvanlarını dinlendiriyor hem de arazi koşullarını değerlendiriyor. Göçerler, kışlık yaşamlarını geçirecekleri Iğdır köylerine ulaşana kadar yoğun bir çaba harcıyor. Yüzlerce kilometrelik bu yolculuk, bölgenin kültürel ve doğal yaşamının vazgeçilmez bir parçası olarak havadan görüntüleniyor ve sosyal medyada da büyük ilgi topluyor.

Emrah Kıydın: “Artvin’den Iğdır’a Göçümüz Zor Ama Vazgeçilmez”

Göçebe çoban Emrah Kıydın, göçer yaşamını ve yolculuk süreçlerini detaylı bir şekilde anlattı. “Biz göçebe çobanız. İlkbaharda Ağrı Dağı’na çıkıyoruz. Yaz aylarını farklı illerde geçiriyoruz, çünkü Iğdır’da yeterli otlak yok. Hayvanların sağımı ve otlatılmasıyla uğraşıyoruz. Kışa yaklaşınca Iğdır’a doğru hareket ediyoruz. Hava şartları güzel olursa Ocak ayına kadar hayvanlarımızı otlatıyoruz. Hava kötü olursa Kasım sonlarına doğru yol alıyoruz. Yolculuk boyunca kendi hayvanlarımızı ve başkalarının hayvanlarını otlatarak ilerliyoruz” diyen Kıydın, göçer yaşamının zorluklarını ve bağlılık gerektirdiğini vurguladı.

Kaynak: İHA