HABER49-Kars’ta baharın gelişiyle birlikte çiftçiler yeniden tarlalara döndü. Arpa, buğday ve yulaf tohumları toprakla buluşurken, geçmişle bugünün tarım anlayışı aynı arazide buluştu.
Traktörler Bozkıra İndi, Ekim Mesaisi Başladı
Kars’ta baharın kendini hissettirmesiyle birlikte tarım arazilerinde yoğun bir hareketlilik başladı. Uzun süren yağışların ardından toprağın kurumasını fırsat bilen çiftçiler, sabahın erken saatlerinden itibaren tarlalara akın etti. Arpa, buğday ve yulaf gibi bölgeye özgü tahıl ürünlerinin ekimi için traktörler birer birer arazileri işgal etti. Ekinler, geniş bozkırın bereketli topraklarına özenle yerleştirildi. Kars’ın yüksek rakımlı ve serin iklimine uygun olarak planlanan ekim faaliyetleri, hem verim beklentisini hem de çiftçilerin yıl boyunca sürecek umutlarını taşıyor.
Kars merkeze bağlı Bulanık köyü, bu hareketliliğin en yoğun yaşandığı yerlerden biri oldu. Traktör seslerinin yankılandığı köyde, genç çiftçiler modern tarım araçlarıyla üretimin sorumluluğunu üstlenirken, büyükleri de bu sürecin doğal rehberleri olmayı sürdürüyor. Her ekilen tohum, yalnızca bir ürünün değil, aynı zamanda geçim kaynaklarının, ailelerin geleceğinin ve bölgenin gıda zincirine olan katkısının temelini oluşturuyor. Bahar ekimiyle birlikte toprakla kurulan bu ilişki, sadece tarımsal değil, kültürel bir bağın da ifadesi olarak dikkat çekiyor.
Geçmişin Tecrübesiyle Bugünün Teknolojisi Yan Yana
Ekim çalışmalarına katılanlar arasında dikkat çeken bir isim vardı: köyün en yaşlı çiftçilerinden Muhlis Sarıçam. Yaşına rağmen traktör konvoyunu yalnız bırakmayan Sarıçam, geçmişle bugünü kıyaslayan sözleriyle duygusal bir tablo çizdi. “Bizim zamanımızda saban öküzle sürülürdü. Tohumu elimizle serperdik. Şimdi her şey kolaylaştı ama toprak aynı toprak, emek yine emek,” diyerek çiftçiliğin değişen yüzüne rağmen değişmeyen değerlerine vurgu yaptı.
Saricam’ın sözleri, tarımın sadece bir üretim faaliyeti değil, aynı zamanda kuşaklar arası aktarılan bir yaşam biçimi olduğunu da gösterdi. Teknolojinin sunduğu kolaylıklar, fiziksel yükü azaltsa da, doğayla kurulan ilişkinin özünü değiştirmiyor. Köydeki her birey, ekim zamanını bir bayram havasında karşılıyor. Sabahın erken saatlerinde başlayan çalışmalar, akşam güneşine kadar sürüyor. Kadınlar tarlada çalışanlara yiyecek taşırken, çocuklar da traktörlerin çevresinde merakla dolaşıyor. Bu manzara, kırsalda üretimin bir aile meselesi olduğunun da en canlı örneği.