HABER49-Kars’ta Devlet Su İşleri (DSİ) 24. Bölge Müdürlüğü tarafından yaklaşık bir yıldır sürdürülen çalışmaların ardından Kars Barajı’nda önemli bir gelişme yaşandı. Barajın dip savağı, yapılan planlı uygulama kapsamında geçtiğimiz gün tamamen kapatıldı. Bu kapanma, Kars Çayı boyunca su akışının büyük ölçüde durmasına neden oldu. Su seviyesinin hızla düşmesiyle birlikte baraj havzasından Akyaka Şahnalar bölgesine kadar olan hatta, dere yatağı adeta kuruma noktasına geldi. Su çekildikçe, çayın çeşitli noktalarında küçük, izole su birikintileri oluştu. Bu alanlarda mahsur kalan yüzlerce balık, düşük oksijenli ve sığ sularda hayatta kalmaya çalışıyor.
Balıkların sıkıştığı bu göletler, hem doğal yaşam açısından tehlike oluşturuyor hem de bölge halkının dikkatini çekiyor. Görgü tanıklarının ifadelerine göre bazı balıklar, gözle görülür şekilde suyun içinde çırpınırken fark edildi. Kars’ın iklim koşulları da göz önüne alındığında, sığ göletlerde kalan balıkların uzun süre hayatta kalabilmesi oldukça zor görünüyor. Vatandaşlar, bu duruma karşı yetkililerin bir an önce harekete geçmesi gerektiğini belirtiyor.
“CAN SUYU VERİLMEDEN BU BALIKLAR ÖLECEK”
Yaşanan gelişmelerin ardından bölge halkı duruma kayıtsız kalmadı. Baraj kapaklarının kapatılmasıyla birlikte su akışının durduğuna dikkat çeken vatandaşlar, özellikle balıkların üreme döneminde suyun tamamen kesilmesinin büyük bir doğa zararı olduğunu vurguladı. Vatandaşlardan biri, "Kars Barajı'nın kapakları kapatıldıktan sonra çay tamamen kurumuş durumda. Akyaka’ya kadar bir damla su kalmamış. Gözümle gördüm, balıklar yaşam savaşı veriyor. Yumurta dönemindeler, en kırılgan zamanları. Bu canlılara yazık değil mi? Bari biraz can suyu bırakılsaydı" ifadelerini kullandı.
Vatandaşlar, sadece geçici değil kalıcı bir çözüm beklediklerini dile getirirken, yetkililerin bu durumun sonuçlarını önceden öngörmesi gerektiğini savunuyor. Can suyu verilmesi gerektiği yönünde ortak bir görüş hakim. Şu anda göletlerde can çekişen balıkların, kısa sürede oksijensizlik ve yüksek sıcaklık nedeniyle telef olabileceği endişesi giderek artıyor. Özellikle ekosistemin bozulmaması adına DSİ’nin ya da ilgili kurumların hızlı bir müdahalede bulunması gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde yüzlerce balığın ölmesiyle birlikte hem doğal denge bozulacak hem de balık popülasyonunda ciddi kayıplar yaşanacak.