Ekonomi

Kamu İşçisine Ne Kadar Zam Yapılacak? Üçüncü Toplantıda Kritik Gün!

600 bin kamu işçisinin maaş zammını belirleyecek kritik toplantı bugün yapılıyor. Görüşmede hangi teklifler masada? İşçi ve işveren ne talep ediyor? Detaylar haberimizde...

Yaklaşık 600 bin kamu işçisinin kaderini etkileyecek toplu sözleşme görüşmelerinde gözler bugün yapılacak kritik toplantıya çevrildi. Üçüncü kez masaya oturacak olan işçi ve işveren temsilcileri, zam pazarlığında son düzlüğe giriyor. Bugünkü toplantı, hem çalışanların gelir seviyesini hem de kamu maliyesinin yükünü doğrudan etkileyecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın da dikkat çektiği gibi, teknik heyetler haftalardır hummalı bir hazırlık içinde.

Görüşmelerin bu aşamaya gelmesi, işçi kesiminde beklentileri artırmış durumda. Peki, kamu işçileri ne kadar zam alacak? En düşük ücret ne olacak? Refah payı verilecek mi? Bu sorular hâlâ cevabını arıyor. Ancak bugünkü toplantının ardından süreçte büyük bir kırılma yaşanması bekleniyor. Henüz rakamlar masaya tam anlamıyla yatırılmasa da, işçi kesimi umutlu. Fakat bu umut, temkinli bir iyimserlik taşıyor çünkü karşılarında ciddi bir bütçe disiplini çağrısı yapan kamu yönetimi var. Zam oranları, memur ve özel sektör görüşmeleri için de belirleyici olacak.

Masadaki Talepler ve İlk Çatışmalar

Toplu sözleşme süreci yalnızca kamu işçileri için değil, aynı zamanda tüm toplu pazarlık süreçleri açısından referans niteliği taşıyor. Bu nedenle masadaki pazarlık, yalnızca bir ücret artışı değil; aynı zamanda ülke genelindeki iş gücü piyasasının geleceği açısından da kritik önemde. Bugünkü görüşme, Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası’nın (TÜHİS) ev sahipliğinde gerçekleşecek. Türk-İş ve Hak-İş temsilcileri masada olacak ve daha önce sunulan 21 maddelik teklif bir kez daha gözden geçirilecek.

İşçi tarafı, kamuda en düşük günlük ücretin 1800 TL’ye çıkarılmasını istiyor. Bununla yetinmeyen sendikalar, 2025'in ilk yarısı için yüzde 50 oranında zam ve ardından gelecek dönemlerde yüzde 25'lik artışlar talep ediyor. Üstelik bu oranlara ek olarak yüzde 10’luk refah payı da gündemde. Bu yüksek oranlar, özellikle ekonomik dengeler göz önüne alındığında işveren tarafında temkinli bir yaklaşımı beraberinde getiriyor. Kıdem zamları, sosyal yardımlar ve özlük hakları da masada yer alıyor. Her iki tarafın da geri adım atmak istemediği konular ise görüşmelerin uzamasına yol açıyor.

Sendikalardan Hükümete Sesleniş

Toplu sözleşme süreci, yalnızca masadaki aktörlerle sınırlı kalmıyor. Geniş kamuoyu, özellikle de ekonomik sıkışıklıkla mücadele eden emekçiler açısından büyük önem taşıyor. Bu görüşmelerin sonucu, işçi sendikaları ile hükümet arasında kurulacak dengeyi de gösterecek. Türk-İş ve Hak-İş’in talepleri yalnızca rakamsal değil; çalışanların yaşam kalitesini artırmaya yönelik sosyal kazanımlar da gündemde.

Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın "çok hassas bir süreç" olarak nitelendirdiği bu protokol, aslında yalnızca bir ücret pazarlığı değil. Aynı zamanda hükümetin kamu harcamalarına yaklaşımı ve çalışan refahına bakışı hakkında da ipuçları sunuyor. Hükümetin Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü'nü sürece dahil etmesi, müzakerelerin yüksek düzeyde ciddiyetle yürütüldüğünü gösteriyor. Ancak işçi kesimi, teknik heyetlerin çalışmasını yeterli görmüyor ve siyasi bir irade bekliyor. İşte bu noktada toplantının seyrini belirleyecek esas faktör, hükümetin son kararları olacak.

Kamu Zammında Beklentiler ve Bütçe Gerçekleri

Bugünkü toplantı, zam oranlarının netleşmesi açısından bir dönüm noktası olacak. Sendikaların taleplerinin yüksekliği, kamu bütçesinin sınırlarıyla karşı karşıya geldiğinde, tarafların nasıl bir orta yol bulacağı merak konusu. Hükümetin 2024 yılı itibarıyla yürürlüğe koyduğu tasarruf tedbirleri, kamu işçisine yapılacak zam oranını da etkileyebilir. Ancak bu noktada yalnızca ekonomik göstergeler değil, siyasi ve sosyal dengeler de devreye giriyor.

Bir diğer önemli beklenti ise zam oranlarının memur ve özel sektör için belirleyici olması. Özellikle Metal Sanayicileri Sendikası ile yapılacak toplu iş sözleşmeleri, kamu protokolündeki oranlardan etkilenecek. Bu durum, özel sektördeki maaş beklentilerini de yukarı çekebilir. Peki bu tabloya rağmen hükümet, sendikaların isteklerine ne ölçüde cevap verecek? Bütçe disiplini ile çalışan refahı arasında nasıl bir denge kurulacak? Bugünkü toplantı bu sorulara ışık tutacak nitelikte.

Kamu İşçisinin Alacağı Zam Netleşiyor mu?

Görüşmelerin bugünkü oturumunda masaya sunulan güncel teklifler, kamu işçisinin cebine ne kadar para gireceğini belirleyecek. Edinilen kulis bilgilerine göre, taraflar arasında bazı kalemlerde yakınlaşma sağlandı. Ancak zam oranı konusunda henüz tam bir mutabakat bulunmuyor. En düşük ücretin 1800 TL’ye çıkarılması konusunda işveren tarafının çekinceleri olduğu, ancak sosyal yardımlar ve refah payı konusunda daha esnek olunabileceği konuşuluyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın koordinasyonuyla yürütülen süreçte, yeni toplantı tarihi olarak 24 Nisan öne çıkıyor. Bu tarihte nihai kararın verilmesi ve çerçeve protokolün imzalanması bekleniyor. Şayet bugünkü görüşmede önemli ilerlemeler sağlanırsa, kamu işçisinin maaş artışı nisan ayı sonuna kadar netleşebilir. Ancak hükümet kanadının açıklayacağı resmi oranlar, yalnızca kamu işçilerini değil, memur ve özel sektör çalışanlarını da doğrudan etkileyecek.