Bugünlerde Televizyonu açtığımızda hiç güzel haberler duyamıyoruz ne yazık ki. Hemen hemen her gün bir kadın cinayeti yada kadın şiddeti duyar olduk. Daha geçtiğimiz gün iki haber sunuldu. İlk haberde adamın hamile olan karısını öldürüp teslim olduğundan bahsediyordu. Diğer haberde ise adam karısını kızının gözleri önünde boğazını keserek öldürdü. Öyle ürkütücü ki bu sahne hafızalardan uzun süre silinmeyecek. Kadın ölmek istemiyorum diye boğazını tutuyor, kızı da anne ölme diye feryat ediyordu. Çok etkilendiğim bir haber de koca karısına kızgınlık ve inat uğruna, doktor olmuş pırıl pırıl güzeller güzeli kızını 15 el ateş ederek öldürmüştü. İfadesinde karısının kahrolup, üzülmesi için cinayeti işlediğini söylemişti. Nasıl bir ruhsal bozukluk anlamakta güçlük çekiyor insan. Haberler ürkütücü ve üzücü olmakla beraber nereye gidiyoruz diye de insan düşünmeden edemiyor. Bunu yapan erkekler neden bu kadar gaddar acımasızlar, nasıl bu hale gelebiliyorlar?
Mutfakta yemek yaparken her zaman televizyonum açıktır. Geçen gün yine televizyonum açık haberler vardı. Kulağım orada. Haberi duyunca birden televizyona doğru kafamı çevirdim. Haberde İspanya’da bir erkeğin karısını sokak ortasında döverken; bir grup gencin olaya müdahale edip, kocayı dövdüğünü ve polis gelince dayakçı kocayı polise teslim ettiğini anlatıyordu. Şöyle bir televizyona baktığımda kadıncağız yerde oturmuş, adam onu döverken yanına 5,6 kişi yaklaşıyor ve adamı dövmeye başlıyorlar. Daha sonra polis adamı alıp götürüyor. Yüzümde muzip bir gülümseme belirdi. Çok hoşuma gitmişti. Kadının adına sevindim… Toplum olarak önce ailede başlayıp, okul eğitiminde de erkeklerin yetiştirilmesi konusuna çok önem verilmeli. Yani bir yerlerde yanlışlık var ki hala kadın cinayetleri, kadına şiddet ve kadın tacizleri devam ediyor. Erkeklerin kadına bakış açısı değişmeli. Erkek Kadını kendi malı gibi görüp, ben ona her istediğimi yaparım hakkını kendinde görmemeli. Erkekler: kadını Allah’ın bana vermiş olduğu emaneti diye düşünmeli ve ona göre davranmalı.
Erkekler maalesef kadına sadece fiziksel şiddet değil psikolojik şiddet, sözlü şiddet gibi şiddetlerde uygulayabiliyor.
Yapılan araştırmalarda çocukluğunda aile içi şiddete maruz kalmış erkeklerde eşlerine şiddet uygulama oranı fazla görülmekte. Araştırmada babanın anneye uyguladığı şiddetle büyüyen çocukların, evliliklerinde eşine şiddet uygulama oranı da bu çocuklarda daha fazla olduğu belirtilmiş.
Ayrıca ruh sağlığı bozuk, kişilik bozukluğu olanlarda da şiddet uygulama eğiliminin çok fazla olduğu belirtilmiş…
8,9 Yaşlarında o zamanlardan hatırladığım, canım halamın hastanede oluşu ve bizim onu ziyaretine gidişlerimiz. Çocuğuz tabi o zamanlar fazlaca bir bilgim yoktu. Sadece çok üzüldüğümü ve hastaneden dönüşümüzde gözlerim dolu dolu yukarı başımı kaldırarak Allah’ım halam acı çekmesin lütfen diye yalvararak dua edişimi hatırlıyorum. Halam ne yazık ki 33 yaşında gözlerini hayata yumdu. Arkasında 2 küçük kız çocuğu bırakarak.
Sonra öğrendiğim şeyler, halamın yaşadıkları çok üzdü beni. Halam evlendiğinde kocası onu çok dövermiş. Her şeyi bahane edip şiddet uygularmış. Halam kalp romatizmasından hastaneye yatmış fakat iyileşememişti. Öldüğü gün boşandığını öğrenmiştik.
Dedem üzüntüsüyle hastalanarak kızının vefatından 6 ay sonra 60 yaşında vefat etti.
Böyleleri bana göre evlenmemeli diye düşünüyorum. Bu tür insanların başka insanların hayatını zehir etmeye hakkı yok.
Seneler önce de bir komşumuzun kocası tarafından bıçaklanışı aklıma geldi. Zavallı kadını gece, çocuğu içeride uyurken 8 yerinden bıçaklamış. Kadıncağız üst komşuya kaçarak canını zor kurtarmıştı. Sabah hastanede ziyaretine gittiğimizde anne ve babası da uçakla apar topar hastaneye gelmişti. Ne çok üzgünlerdi. Emekli polis olan babası kızımızı alıp gideceğiz buradan diyordu…
Evliliğimin ilk yılıydı, eşimi geçirirken camdan baktığımda karşı apartmandan bir cenazenin çıktığını ve polislerin olduğunu gördüm. Daha sonra öğrendim ki Apartmanın 1.katında oturan Ayşe Öğretmen eşini öldürmüş. Alkolik olan eşi Ayşe Öğretmeni her gün dövüyor türlü işkenceler uyguluyordu. Bir kaç defa boşanmak için 2 erkek çocuğuyla annesine gitmiş ama her defasında bir daha yapmamak için söz veren kocasına geri dönmüştü. Kocasını o öldürmeseydi belki de kocası onu öldürecekti. Cinayeti o günün gazeteleri de yazmıştı. Daha sonra ağır tahrik unsuru olduğu için Ayşe öğretmen beraat etmişti…
Baktığımızda genelde bizim gibi Ataerkil yani erkek otoritesine dayanan toplumlarda ‘kadını aşağılayıcı bir şekilde’ kadın eksik etek denilerek erkek hep üstün görülmüş, kadın güçsüz bir varlık olarak empoze edilmiş. Bu toplumlarda erkeklere kadınlardan daha çok saygı gösterilir. Erkek hep güç gösterisiyle kadından üstünlüğünü göstermeye çabalamış ve asla da kadının üstünlüğüne izin vermek istememiş. Bunun sonucu olarak da toplumun kadına bakış açısı hakkettiği gibi değildir. Kadın Toplumda anne olarak, eş olarak verilen değer açısından daha fazlasını hak ediyor…
Sevgiyle kalın…