HABER49- Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) kurulan iskele ve inşaat kalıpları üretim tesisi, açıldığı günden itibaren büyük bir başarı elde etti. 2021 yılında kurulan fabrika, 2022 yılı sonunda üretime başladı ve kısa sürede dünya çapında ihracat yaparak dikkatleri üzerine çekti. Bu süreç, sadece Diyarbakır’a değil, Türkiye ekonomisine de önemli katkılar sundu.
Fabrika, Çin’in yakınındaki Tataristan’a kadar ürün gönderiyor ve 8 bin kilometre mesafeye ulaşabiliyor. Bu ihracat başarısı, firmanın sadece Türkiye’de değil, uluslararası pazarlarda da ne denli güçlü bir yere sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Firma, Diyarbakır’da kurduğu üretim tesisi ile, İstanbul gibi büyük metropollerdeki yoğunluktan kaçan iş gücünü çekiyor ve “terse göç” olarak adlandırılan bu hareketle bölgedeki istihdamı artırıyor.
DİYARBAKIR’DA İSTİHDAM ARTIŞI VE KADIN GÜCÜ
Fabrika sahibi Kamuran Denizci, şirketin faaliyetlerine dair önemli açıklamalarda bulundu. İstihdamlarını artırmayı hedeflediklerini belirten Denizci, mevcut iş gücünün 120 kişi olduğunu ve yıl sonuna kadar bu sayıyı 200’e çıkarmayı planladıklarını söyledi. Özellikle kadın istihdamı konusunda projeler geliştirdiklerini ifade eden Denizci, fabrikanın yerel ekonomiye katkı sağlamakla kalmadığını, Türkiye’nin genelinde de önemli bir etki yarattığını vurguladı. Ayrıca, fabrikada çalışanların %25-30’unun, İstanbul başta olmak üzere farklı illerden Diyarbakır’a göç ettiklerini belirtti. Bu durum, bölgedeki iş gücü hareketliliğinin artmasına yol açarken, iş gücü piyasasında da çeşitliliği beraberinde getirdi.
Fabrikanın özellikle kadın istihdamını artırmaya yönelik çalışmalarının, bölgedeki sosyal yapıyı da güçlendireceği öngörülüyor. Bu adım, Diyarbakır’daki iş gücü piyasasına katkı sağlayarak, daha fazla kadının ekonomik bağımsızlık kazanmasına imkan tanıyacak.
İSTANBUL’UN YOĞUNLUĞU VE TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ
Fabrika sahibi Kamuran Denizci, İstanbul’un yoğunluğunun ekonomik ve sosyal açıdan büyük bir baskı oluşturduğunu dile getirerek, "İstanbul, 20 milyon nüfus yaşayacak bir il değildir. En fazla 10 milyon insanın yaşayabileceği bir şehir olması gerekir" dedi. İstanbul’un ulaşım ve yaşam zorluklarını örnek vererek, daha fazla yerleşim yerinin benzer yatırımlar alarak büyümesi gerektiğini savundu. Denizci, "Bütün illerimize yatırımlar yaparak, geri göçü sağlamamız gerekiyor. Deprem riski yüksek olan İstanbul gibi şehirlerin nüfus yoğunluğu, Türkiye için büyük bir tehdit oluşturuyor" ifadelerini kullandı.
Denizci'nin bu açıklamaları, Türkiye’nin dört bir yanına dağılan sanayi ve ticaret tesislerinin, ülkenin daha sağlam bir ekonomik altyapı kurmasına katkı sağlayacağına işaret ediyor. Ayrıca, fabrikaların sadece büyük şehirlerde yoğunlaşmaması gerektiğini vurgulayan Denizci, bu tür yatırımların, yerel halkın ekonomik kalkınmasına büyük fayda sağlayacağını belirtti.
DİYARBAKIR'DAKİ TESİSİN BAŞARISI VE GELECEK HEDEFLERİ
Fabrika Müdürü Tarık Şahin, Diyarbakır’daki bu tesisin başarılı olmasının ardında, Marmara bölgesindeki yoğunluktan uzaklaşma isteği olduğunu söyledi. Şahin, İstanbul’daki trafik ve yaşam sıkıntılarından dolayı Diyarbakır’a taşındıklarını ve burada çalışmanın kendilerine çok daha verimli bir yaşam sunduğunu ifade etti. Şahin, ayrıca Diyarbakır’daki sosyal yaşamın sıcak ve samimi olduğunu belirterek, şehirdeki yaşam kalitesine de hayran kaldığını dile getirdi.