6331sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu iş sağlığı ve güvenliği kültürünün toplumumuzda yaygınlaşabilmesi için bu kutsal mesleği icra etmekte ve çalışanların çalışırken herhangi bir iş kazasına uğramadan evlerine sağ salim dönebilmeleri için çalışmalar yürütmektedirler. İş güvenliği uzmanları işverenlere iş sağlığı ve güvenliği alanında danışmanlık hizmeti veren profesyonellerdir.
Önce İnsan, Önce Güvenlik
Her sabah işe giderken tek bir dileğimiz vardır: Sağ salim evimize dönebilmek. İş güvenliği uzmanlarının görevi tam da bu noktada başlıyor. Onlar, görünmeyeni görmek, riskleri fark etmek ve önceden önlem almak için çalışıyor.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile bu meslek hayatımıza resmî olarak girdi ama aslında kökleri insanı ve emeği koruma anlayışına dayanıyor. Bazen bir kask, bazen basit bir uyarı levhası, bazen de doğru eğitim hayat kurtarabiliyor.
Zor, stresli ve çoğu zaman görünmeyen bir emek… Ama unutmayalım ki güvenlik kültürünü yaygınlaştırmak, sadece uzmanların değil, hepimizin sorumluluğu. Çünkü iş güvenliği, işin değil, hayatın sigortasıdır.
İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınmasıyla ilgili iş güvenliği uzmanlarının yaptırım gücü bulunmamaktadır. Dolayısıyla işletmelerde yaşanan her iş kazası sonrası iş güvenliği uzmanlarının gözaltına alınıp tutuklanması tüm iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerini olumsuz etkilemekte ve meslekten soğutmaktadır. İşletmelerde iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almak ve aldırmak işverenlerin görevidir. İş Güvenliği Uzmanları danışmanlık hizmeti vermektedirler.
İş kazası sonrası, iş güvenliği uzmanlarının günah keçisi olarak görülmesine yol açan gözaltı, tutuklama hatta hapis cezası verilmesi uygulamalarına son verecek kanuni düzenleme yapılmalıdır. Hemen hemen her ölümlü iş kazasında sonra uzmanlar kendisini mahkeme koridorlarında veya ceza evlerinde buluyorlar. İş güvenliği uzmanları iş yerlerinde sadece bir ‘’danışmalık’’ hizmeti vermektedirler. Asıl sorumlu işverendir. Sonuç itibarı ile işveren adına bu danışmanlık hizmetleri verilmektedir.
İş güvenliği uzmanları, riskleri önceden görerek ve gerekli önlemleri alarak, çalışanların sağ salim evlerine dönebilmesini güvence altına alır. Ancak bu kutsal mesleğin etkin bir şekilde icra edilebilmesi için uzmanların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlanarak bağımsız çalışabilmesi kritik öneme sahiptir. Bu sayede, hukuki baskılardan uzak, objektif ve profesyonel bir yaklaşım sağlanabilir.
İş güvenliği, işçi, işveren ve devletin ortak sorumluluğudur. Eğitim, farkındalık ve teknoloji ile desteklenen bir iş sağlığı ve güvenliği kültürü, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını azaltmada en etkili yol olacaktır.
Ayrıca; İş güvenliği uzmanlarının yetkileri arttırılmalı. İş güvenliği uzmanları görevlerini daha özgür ve stressiz ortamda yapabilmeliler. İş güvenliği uzmanlarının olacağı bir kurul vasıtasıyla her sektör için ayrı ayrı standart dokümanlar oluşturulmalıdır. Gerçekten iş kazaları ve meslek hastalıkları istatistiklerine bakıldığında içler acısı bir durum ortaya çıkmaktadır.
Ülke olarak iş kazalarında ve meslek hastalıklarında son sıralardan kurtulmuş oluruz. Bu yasanın ülkemizde yer edinebilmesi için bunun ilkokul çağlarına kadar indirmemiz gerekmektedir. Ayrıca, iş sağlığı ve güvenliğini bütün çalışanlarımıza aşılamamız gerekir. Okullarda iş sağlığı ve güvenliği konuları ders olarak okutulmalıdır. Millî Eğitim Bakanlığı bu konu ile ilgili öğretmen istihdamı yapmalıdır diye düşünüyorum. İş kazalarında her yıl binlerce işçiyi kaybetmekteyiz iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi için ciddi adımlar atmamız gerekiyor.
Bu sebeplerden ötürü iş sağlığı ve güvenliği meselesi üzerinde artık ciddi şekilde düşünülmeye başlanmalıdır ve somut adımlar atılmalıdır. İş sağlığı ve güvenliği en önemli görevler işçi, işveren ve devlet kavramları üzerinde yapılmalıdır.
İş Güvenliği Mesleği İçin Öneriler
- İş güvenliği uzmanlarının bağımsız çalışabilmesini destekleyecek düzenlemeler yapılmalı.
- Çalışanlara düzenli ve uygulamalı eğitimler verilerek iş güvenliği kültürü tabana yayılmalı.
- Uzmanların yüksek stres altında çalıştığı unutulmamalı, mesleki tükenmişliğe karşı destek mekanizmaları kurulmalı.
- Dijital risk değerlendirme araçları, yapay zekâ destekli takip sistemleri ve mobil uygulamalar yaygınlaştırılmalı.
- İşverenlere, iş güvenliğine yapılan yatırımın maliyet değil verimlilik artırıcı bir unsur olduğu anlatılmalı.
- İş güvenliği sadece uzmanların değil, tüm çalışanların ortak sorumluluğu olduğu için katılımcı sistemler oluşturulmalı.
- Uzmanların mesleki bilgi ve becerilerini güncel tutmaları için eğitim, seminer ve kongrelere katılım teşvik edilmeli.
- Kanunların uygulanabilirliği için bağımsız ve etkili denetim mekanizmaları işletilmeli.
Unutulmamalıdır ki, “Önce İnsan, Önce Güvenlik” anlayışı benimsenmediği sürece, hiçbir önlem tam anlamıyla etkili olamaz. İş güvenliği uzmanlarının katkısı ve toplumun bilinçlenmesi ile her çalışan, güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamına kavuşabilir.