Arpaçay’da 22 Suç Kaydı Olan Şahıs Jandarma Operasyonu ile Yakalandı
Arpaçay’da 22 Suç Kaydı Olan Şahıs Jandarma Operasyonu ile Yakalandı
İçeriği Görüntüle

HABER49- Köy halkının çaresizliği, sel baskınları ve eski su kaynaklarının kullanılamaz hale gelmesiyle daha da derinleşiyor. Yeni su kaynakları üretilemediği için köylüler sınırlı sayıda olan mevcut su kaynaklarından evlerine su taşımak için eşeklere yüklenmek zorunda kalıyor. Bu durum yalnızca insanları değil, köyün geçim kaynağı olan hayvanları da etkiliyor; kuraklık ve yetersiz su nedeniyle hayvanlar susuzluktan ölüyor. Su depolarından gelen suyun kaynağı belirsizken, köylüler hijyenik olmayan bu sudan içmek zorunda kalıyor ve ciddi sağlık riskleriyle karşı karşıya bulunuyor.

KÖYLÜLERİN SESİNİ DUYURAMADIĞI UZUN YILLAR

Köy sakinleri yıllardır yetkililere dilekçe vererek çözüm talep ediyor. Dinçer Gürel, köyün su sıkıntısını ve geçmişten kalan su kaynaklarını anlatarak, yetkililerin kalıcı bir çözüm sunmasını beklediklerini ifade ediyor. Gürel, “Yıllardır bu köyde su sorunu yaşıyoruz. Önceki büyüklerimiz kendi çabalarıyla kaynak bulmuş ve borular döşemişler. Ancak sel felaketleri nedeniyle bu kaynaklar artık yetersiz. 2025 yılında hâlâ eşekle su taşımak zorunda kalıyoruz. Yetkililer gelip kaynağın nereden geldiğini bize gösterirse seviniriz,” dedi. Köydeki su deposu, 3-4 gün kapalı kaldığında biriken su miktarı gözlemlenebiliyor ve köylüler suyu az miktarda kullanmak zorunda kalıyor. Bu durum, günlük yaşamı ve temel ihtiyaçları ciddi şekilde etkiliyor.

GÜNLÜK HAYAT VE ÇAMAŞIR-TEMİZLİK SORUNLARI

Çetin Şengül, köydeki su yetersizliğinin günlük yaşamı nasıl zorlaştırdığını anlattı. “Yıl 2025 olmasına rağmen komşulardan bidonlarla su getiriyoruz. Elbise ve bulaşıklarımızı hâlâ leğenlerde yıkıyoruz. Çamaşır makinesi veya bulaşık makinesi kullanamıyoruz. Bu koşullarda yaşam sürmek büyük bir mücadele,” diyerek, köydeki yaşam standartlarının düşüklüğüne dikkat çekti. 60 yaşındaki Cemile Çimen ise hayatı boyunca hâlâ çeşme görmediğini belirterek, “Elbise ve bulaşıklarımızı az suyla leğenlerde yıkıyoruz. Bu perişan yaşamı uzun yıllardır sürdürüyoruz,” ifadelerini kullandı. Köyde suyun eksikliği, günlük yaşamın her alanında ciddi zorluklar yaratıyor.

HAYVANLAR VE TARIMDA SU YETERSİZLİĞİ

Su krizinin etkileri yalnızca insanlarla sınırlı değil. Mehmet Hanif Aktaş, köydeki hayvanların susuzluktan sarılığa yakalandığını ve çoğunun öldüğünü belirtti. “Göllerden ve derelerden sınırlı suyu hortum ve su motorlarıyla getirip hayvanlarımıza veriyoruz. Hayvanlar için gölgelik yok ve bu yüzden çoğu hayvanımız ziyan oluyor. Başka köylerden su getirmek için eşek kullanmak zorunda kalanlar var. Bu sıcak yaz günlerinde susuzluk hayvanlarımızı çok etkiliyor,” dedi. Tarımsal faaliyetler ve hayvancılık, köydeki su krizinden ciddi şekilde etkileniyor ve köylülerin ekonomik kaybı artıyor.

Kaynak: İHA