HABER49- Heykelin tamamı vida, cıvata, çivi, motor ve inşaat demiri gibi atıl malzemelerden oluşuyor. 5 metre uzunluğa ve 2 metre yüksekliğe sahip heykel, sahile vinç yardımıyla yerleştirildi. İlk kez görenlerin hayranlıkla yaklaştığı bu yapı, dinozor benzeri formuyla da dikkat çekiyor.
2007 yılında İran’dan ayrılan ve bir süre Irak’ta yaşadıktan sonra 2016’da Türkiye’ye yerleşen Mutii, Tuşba ilçesinde kurduğu küçük atölyesinde hem geçimini sağlamak hem de çocukluk tutkusu olan sanatı sürdürmek için mücadele veriyor. Sanatçının amacı yalnızca hurdaya değer kazandırmak değil; aynı zamanda yerel kültür efsanelerini sanata dönüştürerek yaşatmak. “Van Gölü Canavarı” heykeli de bu çabanın en güncel örneği olarak sahilde gururla yükseliyor. Mutii’nin eseri, geri dönüşümle estetik arasında kurduğu güçlü bağı da simgeliyor.
EFSANEDEN HEYKELE: VAN GÖLÜ CANAVARI YENİDEN DOĞDU
Van Gölü’nün derinliklerinden yükselen efsaneler, bu kez çekiç ve kaynak makinesiyle yeniden şekillendi. Sanatçı Ali Mutii, halk arasında yıllardır anlatılagelen Van Gölü Canavarı söylencelerinden ilham alarak, heykel projesini hayata geçirdi. Canavarın betimlemeleri üzerine uzun süre internet araştırmaları yapan Mutii, farklı yorumlardan esinlenerek özgün bir form oluşturdu. Heykel, çocukluk yıllarından beri hikâyelerini duyduğu bu efsanenin gerçekliğe taşınmış hali olarak kurgulandı.
Sanatçı, heykelin yalnızca bir demir yığını olmadığını; duygular, emek ve kültürel geçmişin birleştiği bir anlatı taşıdığını belirtiyor. Şehrin simgesi hâline gelmesini umut ettiği heykelin belediye ya da ilgili kurumlarca sergilenmesini isteyen Mutii, bu yapının Van’a özgü simgesel bir değer taşıdığını vurguluyor. Özellikle sıfır atık bilincine katkı sunan yapısıyla da dikkat çeken eser, hem çevresel farkındalık hem de sanatsal üretim açısından örnek bir proje olarak öne çıkıyor. Van halkı tarafından büyük beğeni toplayan ve sosyal medyada ilgi gören heykel, bölgenin tanıtımına da katkı sunacak nitelikte.
SANAT AİLESİNDEN DESTEKLE BÜYÜYOR: GECE GÜNDÜZ HURDA TOPLAYAN BİR BABA
Heykelin ardındaki büyük emeğin en yakın tanıklarından biri ise Ali Mutii’nin kızı Elvin. Babasının yaratıcılığına ve emeğine çocukluğundan bu yana şahit olan Elvin, bu projede de en büyük destekçilerden biri olmuş. Canavar heykeli fikrini ilk duyduğunda şaşıran Elvin, kısa sürede babasının kararlılığına güvenmiş. “Bazen gece eve gelmiyordu, hurdalıkları geziyordu. Elinde eski araç parçalarıyla gelirdi,” diyen Elvin, bu sürecin yalnızca bir heykelin değil, aynı zamanda bir aile emeğinin eseri olduğunun da altını çiziyor.
Ali Mutii'nin her eserinin bir hikâyesi olduğunu söyleyen Elvin, bu projeyle babasının yeteneğinin bir kez daha görünür olduğunu ifade ediyor. Hem atıkların sanata dönüşmesi hem de bir efsanenin görselleştirilmesi, bu çalışmanın yalnızca estetik değil aynı zamanda kültürel bir anlatı sunduğunu da gözler önüne seriyor. Mutii'nin onlarca heykelinden yalnızca biri olan bu dev yapı, sanatla iç içe büyüyen bir ailedeki tutkuyu da yansıtıyor. Sanatçının inşaat işçiliğinden heykeltıraşlığa uzanan yaşam öyküsü, azmin ve yaratıcılığın birleştiği çarpıcı bir tablo sunuyor.
