HABER49-Üç yıldır evden dışarı adım atmayan genç, yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılıyor; geri kalan zamanını telefon ve bilgisayar başında geçiriyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından birçok insan gibi Hataylı Özbay ailesi de hayatlarının en büyük travmasını yaşadı. Depremde evlerini ve yakınlarını kaybeden 50 yaşındaki anne Semra Özbay ile oğlu Barış, Defne ilçesindeki bir evde yaşam mücadelesi veriyor. Ancak bu zorlu süreç, özellikle Barış Özbay üzerinde derin izler bıraktı.
Depremden kısa süre sonra üniversite eğitimini yarıda bırakan Barış, dış dünyayla bağını tamamen kopardı. Günlerini cep telefonu ve bilgisayar ekranına bakarak geçiriyor. Yaklaşık üç yıldır evden dışarı adım atmayan genç, kişisel bakımını da ihmal ediyor. Duş almıyor, tırnaklarını kesmiyor, hatta bazen yemek yemeyi bile gereksiz bulduğunu söylüyor.
Barış Özbay, konuşmalarında yaşam enerjisini kaybettiğini açıkça ifade ediyor. “Hiçbir şey yapmak istemiyorum, elimde olsa yemek bile yemem. Zorunlu olduğum için yaşıyorum” diyor. Bu ifadeler, genç adamın yaşadığı psikolojik çöküşün derinliğini gözler önüne seriyor.
Anne Semra Özbay: “Oğlumun gözümün önünde eriyişini izliyorum”
Barış Özbay’ın annesi Semra Özbay, oğlunun her geçen gün içine kapanmasını çaresizlikle izliyor. Depremde hem annesini hem evini kaybeden Semra Özbay, tek varlığı olan oğlunu bu hale geldiği için büyük bir üzüntü yaşıyor. “Eskiden neşeliydi, çalışkandı, okulda birinci olurdu. Şimdi bana anne bile demiyor” diyor gözyaşları içinde.
Oğlunun psikolojik durumunun giderek kötüleştiğini anlatan anne, “Barış üç yıldır duş almadı. Eskiden banyo yapmazsa sinirlenirdi, şimdi banyo kelimesini duymak bile istemiyor. Ona ‘hadi çık dışarı, yürüyüş yapalım’ diyorum ama sadece başını çeviriyor. Artık benimle konuşmuyor, sadece telefonuna bakıyor” diyerek yaşadığı acıyı paylaşıyor.
Semra Özbay, oğlunu eski günlerine döndürmek için yetkililerden yardım bekliyor. “Oğlum tedavi olmayı reddediyor. Kendi isteğiyle hastaneye gitmiyor. Ben artık ne yapacağımı bilemiyorum. Tek isteğim, onun yeniden hayata tutunması” sözleriyle destek çağrısında bulunuyor.
“Hayat mükemmel değil” diyen genç, yardım tekliflerini reddediyor
Barış Özbay, içine kapanıklığını ve hayata karşı ilgisizliğini kendi sözleriyle anlatıyor:
“Depremden iki ay önce kendimi eve kapattım. Zaten öncesinde de hayattan bıkmıştım. Şimdi hiçbir şey yapmak istemiyorum. Hayat bana göre güzel değil. İnsanlar ‘hayat inişli çıkışlıdır, o yüzden güzeldir’ derler ama bana göre değil. Sadece mecbur olduğum şeyleri yapıyorum; yemek yemek, tuvalete gitmek gibi. Onun dışında hiçbir şey yapmak istemem.”
Bu ifadeler, Özbay’ın ciddi bir depresyon tablosu yaşadığını gösteriyor. Uzmanlar, bu tür durumların yalnızca psikolojik değil, fiziksel etkiler de doğurduğuna dikkat çekiyor. Uzun süre hareketsiz kalmak, düzensiz beslenmek ve hijyen eksikliği, vücutta kalıcı sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Ancak Barış Özbay, yardım ve tedavi tekliflerini sürekli reddediyor.
“Ben düzelmek istemiyorum” diyen genç adam, kendisini kurtarmaya çalışan annesine dahi kapılarını kapatmış durumda. Uzmanlar, böylesi ağır travmalarda profesyonel destek alınmasının hayati olduğunu vurgularken, Özbay ailesinin durumu toplumda giderek büyüyen “sosyal izolasyon” sorununa da dikkat çekiyor.