Bölge

Hastanede doğan ikizler kayıp, aile iz sürüyor

Diyarbakır’da yaşayan Gündüz ailesi, 1991 yılında dünyaya gelen ancak akıbeti bilinmeyen ikiz çocuklarını 34 yıldır arıyor. Aile, ikizlerin durumunun araştırılmasını talep ediyor.

Abone Ol

HABER49- Diyarbakır’da yaşayan Gündüz ailesi, 1991 yılında dünyaya gelen ancak akıbeti bilinmeyen ikiz çocuklarını 34 yıldır arıyor. Aile, ikizlerin durumunun araştırılmasını talep ediyor.

Diyarbakır’da yaşayan Gündüz ailesi, 34 yıl önce dünyaya gelen ikiz çocuklarını arıyor. Edinilen bilgilere göre, Mayıs 1991’de Dağkapı Devlet Hastanesi’nde doğum yapan Hediye Gündüz, hastanede yaklaşık 7-8 gün kaldı. O dönem maddi imkânsızlıklar ve sağlık karnesi olmaması nedeniyle komşularının yardımıyla başka bir isim üzerinden hastaneye giriş yapıldı. Aile, doğum sonrası anne Gündüz’ü hastanenin farklı bir odasında buldu ancak bebeklerin akıbeti hakkında herhangi bir bilgi verilmedi. Okuma yazması olmayan aile, hastaneden ayrılırken bebeklerinin durumunu sormadı ve yıllardır sonuç alamadıkları bir arayış içine girdi.

“HERKESE TUHAF GELEBİLİR AMA SORMADAN ÇIKMIŞLAR”

Hediye Gündüz’ün oğlu Abdurrahman Gündüz, o dönemi şöyle anlattı:
“1991’in Mayıs ayında o dönem 7 veya 8 yaşında olduğumu, kardeşlerimin hepsinin küçük olduğunu biliyorum. O dönem annem doğumla ilgili hastalandı. Babam 70 yaşlarındaydı. Maddi durum çok kötüydü, aile okuma yazma bilmiyordu. Annemin Dağkapı Devlet Hastanesinde 7-8 gün yattığını biliyoruz. Komşumuzun kızı bakıyordu. Onun adıyla annemin hastaneye girişi yapıldı. Çünkü sağlık karnesi olmayan birinin tedavi olması pek mümkün değildi. 7 veya 8’inci günün akşamında eve geldiler. 15-20 dakika sonra annem dedi ki, ‘Biz çocukları niye getirmedik.’ Ve herkes birbirine çocukları niye getirmedik diye sordu. O konu öyle kaldı.”

“YILLAR SONRA TANIMADIĞIMIZ BİRİ KÖYE GELDİ”

Abdurrahman Gündüz, yaşanan bazı olayları da şöyle aktardı:
“Yaşadığımız Tepe Mahallesi’ne tanımadığımız biri annemin doğumundan birkaç yıl sonra babamı tanımak için geldi. Aynı zamanda bir eğitimciyim, okulumuzda çalışan birinden duydum. Dedi ki, ‘Adam geldi babanı sordu. Hacı Şükrü kimdir? Evi nerede görmek istiyorum.’ Vatandaşımız buna diyor ki bu adamı niye soruyorsun? Diyor ki, ‘Kendisini rüyamda görüyorum. Mersin’den gelmişim. Çok mübarek bir insandır, bu zatı tanımak istiyorum.’ Bu şekil bir girişimle ailemizi gelip tanımış. Hatta o dönemi hatırlıyorum. Bu vatandaş bize bir tane de keçi hediye etmişti. Çünkü o keçiyle bayağı bir arkadaşlık kurmuştum.”

“AİLE OLARAK HATAMIZ EKSİĞİMİZ VAR”

Gündüz, yıllar sonra araştırma yapmalarına rağmen sonuç alamadıklarını şu sözlerle dile getirdi:
“Kardeşlerimin doğum yaptığı günün tarihini yaklaşık 10 sene önce öğrendim. Kimin adına giriş yaptığını da biliyoruz. Diyarbakır’da hastaneye gittim. Arşiv bölümünde sordum. Çocuklar ölüler mi, neredeler, yurda mı verildi? Bir kurumdan şüphelenmiyoruz. Ama aile olarak bizim hatamız, zamanında hiçbir şey sormamış olmamız. Üç ihtimal var. Bu çocuklar doğdu, ölmüş olabilir. Doğdu, devlet tarafından koruma altına alınmış olabilir. Üçüncü ihtimali düşünmek istemiyorum ama bizi en çok düşündüren konu da bu. Annem bizi her gördüğünde 34 yıl geçmesine rağmen hep bu konuyu soruyor. Hukuki olarak arşiv bölümünden bilgi alamadım. Başhekim yardımcısı bana ‘Hocam bu anlattığınız şeyler, yaşanmamış şeyler değil. Savcılığa gidip suç duyurusunda bulunmanız lazım’ dedi. O dönem Bismil Adliyesi’nde bir savcıyla görüştüm. Ancak bana ‘Anlattığınız şey zaman aşımına uğramış’ dedi. Ve o gün bize kapılar kapandı.”