Bingöl’de 191 Ton Tekstil Atığı Geri Dönüşümle Ekonomiye Kazandırıldı
Bingöl’de 191 Ton Tekstil Atığı Geri Dönüşümle Ekonomiye Kazandırıldı
İçeriği Görüntüle

HABER49-Erzurum’un simgesi Oltu Taşı, yerin derinliklerinden zorlu bir yolculukla çıkarılıyor, ustaların ellerinde işlenerek tespih, takı ve süs eşyalarına dönüşüyor.

Yer Altından Yeryüzüne Ulaşan Emek Dolu Süreç

Erzurum’un dünyaca ünlü değerlerinden biri olan Oltu Taşı, yerin yüzlerce metre altındaki dar galerilerden insan emeğiyle çıkarılıyor. Çekiç ve murç yardımıyla güçlükle alınan taş, uzun ve zahmetli bir yolculuktan geçerek gün yüzüne ulaşıyor. Galeri olarak bilinen küçük ocaklarda yapılan çalışmalar sırasında hem fiziki dayanıklılık hem de sabır gerekiyor. Çıkarılan taşlar, tekerlekli arabalarla iple çekilerek ocaktan dışarı çıkarılıyor. Ancak asıl süreç bundan sonra başlıyor. Çünkü taş, atölyelere getirilip ustaların ellerinde işlenerek bir sanat eserine dönüşüyor. Her bir parça, tespihten yüzüğe, kolyeden broşa kadar farklı formlarda yeniden hayat buluyor. Erzurum’un bu eşsiz taşı, coğrafi işaretli olması sayesinde yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da yoğun ilgi görüyor. Yıllardır süregelen bu gelenek, bölge halkı için hem bir geçim kaynağı hem de kültürel mirasın önemli bir parçası olmayı sürdürüyor.

Fiziksel Özellikleriyle Dünyada Eşine Az Rastlanıyor

“Siyah Kehribar” adıyla da bilinen Oltu Taşı, jeolojik yapısı ve fiziksel özellikleriyle öne çıkıyor. Yer kabuğundan çıkarıldığında oldukça yumuşak olan taş, hava ile temas ettikçe sertleşiyor. Bu özelliği sayesinde işlenmesi kolay, kullanıldıkça parlayan bir yapıya sahip. Oltu Taşı, çoğunlukla siyah renkte görülse de zaman zaman kahverengi, gri veya yeşilimsi tonlarda da bulunabiliyor. Zımpara kağıdına sürüldüğünde kahverengi toz bırakması ise onu ayırt edici kılan özelliklerden biri. Ayrıca sürtünmeyle elektriklenmesi ve hafif cisimleri çekmesi, taşın fiziksel özellikleri arasında dikkat çekiyor. Yanıcı yapısı sayesinde hava gazında alev çıkararak yanabilen taş, soğutulduğunda camlaşabiliyor. Dayanıklı yapısı, takı ve süs eşyalarında uzun süreli kullanım imkanı sağlıyor. Atölyelerde işlenen Oltu Taşı, yalnızca estetik bir değer taşımıyor; aynı zamanda bilimsel özellikleriyle de ilgi uyandırıyor.

Ustalığın ve Geleneksel İşçiliğin Buluştuğu Nokta

Oltu Taşı’nın atölyelerdeki yolculuğu, ustalık isteyen zorlu bir süreçten geçiyor. Öncelikle ocaktan çıkarılan taş, hava ile temas edip sertleşmemesi için yeniden toprağa gömülerek korunuyor. İşleneceği zaman topraktan çıkarılan taş, ustaların elinde özenle seçiliyor. Çatlak, damar veya yabancı madde içeren kısımlar ayrılıyor ve taş, keser yardımıyla küçük prizmatik parçalara bölünüyor. Bu aşamada fire vermemek büyük önem taşıyor. Ardından özel çelik bıçaklarla taşın keskin köşeleri alınarak tornada şekillendiriliyor. Ustalar, kullanılacağı ürünün formuna göre taşı titizlikle işlerken her adımda büyük bir dikkat sergiliyor. Kolyeler, yüzükler, küpeler ve özellikle tespihler için hazırlanan taşlar, son aşamada cilalama işleminden geçirilerek parlak ve göz alıcı bir görünüme kavuşuyor. Yüzyıllardır süregelen bu el işçiliği, Oltu Taşı’nı yalnızca bir süs eşyası değil, aynı zamanda kültürel bir miras haline getiriyor. Erzurum’da nesilden nesile aktarılan bu zanaat, hem bölgenin tanıtımına katkı sağlıyor hem de dünya pazarında büyük ilgi görmeye devam ediyor.


Kaynak: İHA