HABER49-Erzurum’da düzenlenen koordinasyon toplantısında Türkiye’nin en büyük çevre projesi olan Depozito Yönetim Sistemi masaya yatırıldı. Pilot il seçilen Erzurum, geri dönüşümde dijital dönüşüm sürecinin merkezinde yer alacak.
Depozito Yönetim Sistemi Erzurum’da Tanıtıldı: Çevre ve Ekonomide Yeni Dönemin Eşiğinde
Türkiye genelinde çevre kirliliğini azaltma hedefiyle geliştirilen Depozito Yönetim Sistemi (DYS), Erzurum’da düzenlenen koordinasyon toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı. Atatürk Üniversitesi Prof. Dr. Kemal Bıyıkoğlu Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen ve çevre konusunda uzman kamu kurumları, özel sektör temsilcileri ile sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren toplantıda, DYS’nin Türkiye’nin en kapsamlı çevre projesi olduğu vurgulandı. Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi’nin de katılım sağladığı buluşmada, Türkiye Çevre Ajansı Başkanı Prof. Dr. Ferhat Pirinççi, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, ETSO Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Ömer Düzgün ve ilçe ticaret odası başkanları hazır bulundu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Saim Özakalın, DYS’nin yalnızca çevre koruması açısından değil, ekonomik sürdürülebilirlik ve yerel üreticilerin desteklenmesi açısından da stratejik bir adım olduğunu belirtti. Erzurum’un bu projede pilot il olarak seçilmesinin kent adına büyük bir fırsat olduğunu dile getiren Özakalın, sistemin başarısı için perakende zincirlerinin yanı sıra HORECA sektörü ve yerel esnafın da aktif rol üstlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Katılımcılar, sistemin altyapı ihtiyaçlarından cihaz maliyetlerine kadar birçok detay hakkında görüş bildirerek, uygulamanın sahada sürdürülebilir olması için gerekli desteklerin artırılmasını talep etti.
Geri Dönüşümün Dijital Yüzü: DYS, DOA Uygulaması ve Depozito İade Makineleri
Depozito Yönetim Sistemi, sadece ambalaj atıklarının toplanmasını değil; aynı zamanda çevresel farkındalığın artırılması, belediyelerin atık toplama yükünün hafifletilmesi, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve enerji tasarrufunun sağlanmasını da hedefliyor. Türkiye Çevre Ajansı tarafından yönetilen bu sistem, tek kullanımlık cam, pet ve alüminyum ambalajların “depozito işareti” ile etiketlenerek piyasaya sürülmesini esas alıyor. Böylece tüketiciler, ürünü satın alırken ambalaj için ek bir ücret ödüyor ve bu ambalajı geri getirerek parasını iade alabiliyor.
Bu süreci kolaylaştırmak amacıyla geliştirilen “DOA - Depozitosu Olan Ambalajlar” mobil uygulaması, dijital cüzdan ve QR ödeme sistemleriyle entegre bir şekilde çalışıyor. Tüketiciler, boş ambalajlarını Depozito İade Makineleri’ne (DİM) bırakıyor ve depozito bedelini uygulama üzerinden anında dijital olarak geri alabiliyor. Uygulama sayesinde hem çevresel katkı sağlanıyor hem de bireylerin geri dönüşüm sürecine aktif katılımı teşvik ediliyor. Toplantıda bu sistemin özellikle gençler, üniversite öğrencileri ve şehir merkezindeki tüketiciler arasında hızla yaygınlaşabileceği ifade edildi.
2026 Hedefi: Türkiye Genelinde 25 Milyar Şişe Geri Kazanımı
DYS, 2025 yılı boyunca Erzurum’un da aralarında bulunduğu 7 pilot ilde uygulanacak. Erzurum, Samsun, Gaziantep, Mersin, Konya, İzmir ve Sakarya illerinde marketler, alışveriş merkezleri, üniversiteler ve kamu binalarına Depozito İade Makineleri kurulacak. 2026 yılı itibarıyla ise sistemin ülke genelinde tüm illerde hayata geçirilmesi planlanıyor. Türkiye Çevre Ajansı’nın projeksiyonuna göre, sistemin tam anlamıyla oturmasıyla birlikte her yıl 25 milyar adet tek kullanımlık içecek ambalajı geri dönüşüme kazandırılabilecek. Bu rakam, hem çevresel anlamda devrim niteliğinde bir kazanım sağlayacak hem de kayıt dışı ambalaj üretiminin önüne geçerek ekonomiye önemli katkılar sunacak.
Katılımcılar, sistemin yaygınlaştırılmasında en önemli faktörün kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve altyapı desteği olduğunu vurguladı. Özellikle kırsal bölgelerde makinelerin erişilebilir olması, perakendecilerin yükünün hafifletilmesi ve bakım-onarım gibi teknik konularda devlet desteklerinin artırılması talep edildi. Böylece geri dönüşüm süreci hem ekonomik olarak sürdürülebilir hale gelecek hem de çevresel anlamda Türkiye’ye büyük bir nefes aldıracak.