HABER49-Bu atölyeler, şehit yakınları, gaziler ve gazi yakınlarının toplumsal hayata daha aktif katılımını sağlamak için tasarlandı. Erzurum’da uygulamaya geçirilen kurslarda 25 kadın, geleneksel sanatlarımızın inceliklerini öğrenerek sabır, zarafet ve estetik değerleriyle buluşuyor. Çini sanatıyla renk ve desen uyumunu kavrayan kadınlar, tezhiple ince süsleme tekniklerini keşfederken, ebru ile renklerin akışını ve ahengini deneyimliyor. Bu süreç, katılımcıların hem kendi iç dünyalarında huzur bulmalarını hem de üretmenin tatminini yaşamalarını sağlıyor. Böylelikle kurslar, sanatla hayatı birleştiren anlamlı bir platform sunuyor.
Kursların Ruhsal ve Sosyal Katkıları
Erzurum’daki kurslar, şehit yakınlarının sosyal hayatla bütünleşmesini kolaylaştıran bir alan olarak öne çıkıyor. Katılımcılar, atölyelerde hem sanatı öğreniyor hem de grup çalışmaları sayesinde dayanışma, empati ve sosyal etkileşim becerilerini geliştiriyor. Sanatın birey üzerindeki iyileştirici etkisi, programın temel hedeflerinden biri olarak dikkat çekiyor. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hasan Aykut, programın açılışında yaptığı konuşmada, “Şehit yakını ve gazi yakınlarımız bizim için çok kıymetli. Onların hem ruhsal hem de sosyal olarak güçlenmelerini sağlamak için sanatın birleştirici yönünden yararlanıyoruz. Çini, tezhip ve ebru gibi geleneksel sanatlarımız, sabrı, zarafeti ve estetiği içinde barındırıyor. Bu kurslar, kadınlarımızın hem içsel dünyalarında huzur bulmalarına hem de yeni bir beceri kazanmalarına vesile oluyor. Her biri sanatla yeniden hayata dokunuyor” ifadelerini kullandı. Bu yaklaşım, programın sadece sanat eğitimi vermekle kalmayıp, katılımcıların moral ve motivasyonlarını artırma misyonunu da ortaya koyuyor.
Geleneksel Sanatlarla Üretmenin Huzuru
Kurslarda çini, tezhip ve ebru gibi geleneksel sanatların öğretilmesi, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılmasına da katkı sağlıyor. Kadınlar, kendi el emeğiyle ortaya çıkardıkları eserlerde hem sabrı hem de estetiği deneyimliyor. Çini sanatında desen ve renk uyumu, tezhipte ince detay ve süsleme teknikleri, ebruda ise renklerin akışkan ve ahenkli birleşimi, katılımcılara hem estetik bir tatmin hem de zihinsel bir rahatlama sunuyor. Bu deneyim, şehit yakınlarının içsel dünyasında huzur yaratırken, üretmenin verdiği keyfi de yaşamalarına imkan tanıyor. Atölyeler, geleneksel sanatların modern yaşamda yeniden canlandırılması açısından da büyük önem taşıyor.
Özel Sergilerle Sanat ve Manevi Değer Buluşuyor
Erzurum’daki kursların sonunda katılımcıların ürettiği çini, tezhip ve ebru eserleri, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi etkinliklerinde düzenlenecek özel sergilerde sanatseverlerle buluşacak. Bu sergiler, şehit yakınlarının emeklerini görünür kılarak hem sanatsal hem de manevi bir değer kazandıracak. Katılımcılar, eserlerini paylaşırken hem kendi becerilerini hem de duygusal deneyimlerini toplumsal alanda ifade etme fırsatı yakalayacak. Erzurum’da başlayan bu program, 81 ilde eş zamanlı yürütülerek geniş bir kitleye ulaşmayı hedefliyor ve geleneksel sanatlarla ruhsal iyileşmenin birleştiği örnek bir sosyal proje olarak dikkat çekiyor.