HABER49-Türkiye’nin doğurganlık hızında ciddi bir düşüş yaşadığı 2024 yılında Erzurum, 1,56’lık oranıyla ülke ortalamasının üzerinde kalarak dikkat çekti. Kentteki doğum eğilimleri, anne yaşı, eğitim düzeyi ve kent-kır farklılıkları üzerinden önemli veriler sunuyor.

TÜİK’in 2024 yılı doğum istatistiklerine göre, Türkiye genelinde toplam doğurganlık hızı 1,48 çocuk seviyesine geriledi. Bu oran, nüfusun kendini yenileyebilmesi için gereken 2,10 seviyesinin oldukça altında. Erzurum ise 1,56 çocuk ile ülke ortalamasının üzerine çıkarak dikkat çekti. Erzurum’un bu ortalamanın üzerinde yer alması, doğurganlıkta geleneksel yapının hala etkili olduğunu gösteriyor. Ülke genelinde 937 bin 559 bebeğin doğduğu yılda, Erzurum’da 9 bin 4 doğum gerçekleşti. Bu doğumların 4 bin 635’i erkek, 4 bin 369’u kız çocuklardan oluştu.

Erzurum’da doğurganlık eğilimi, Türkiye genelindeki düşüş trendine paralel olarak yıllar içinde azalma gösterse de halen birçok ilden daha yüksek seyrediyor. Özellikle kırsal bölgelerdeki doğurganlık hızının şehir merkezlerine oranla daha yüksek olması dikkat çekici. Kentteki doğurganlık eğilimleri, bölgenin demografik yapısını, eğitim seviyesini ve sosyoekonomik koşullarını yansıtır nitelikte.

İlk Doğumdaki Anne Yaşı ve Doğum Aralıkları Ne Diyor?

2024 yılı verilerine göre Türkiye genelinde ilk doğumdaki ortalama anne yaşı 27,3 olarak belirlendi. Erzurum ise bu ortalamanın biraz altında kalarak 26,7 yaşla dikkat çekti. Bu durum, Erzurum’da kadınların anneliğe daha erken yaşlarda adım attığını ortaya koyuyor. Aynı zamanda kentte doğumlar arasındaki süreler de anlamlı sonuçlar sunuyor. Verilere göre, annelerin iki doğumu arasındaki ortalama süre 4,7 yıl olarak ölçüldü. Bu sürede 2. doğum ile 1. doğum arası 4,4 yıl, 3. doğum ile 2. doğum arası 5,4 yıl olarak kayıtlara geçti. 4. doğum ile 3. doğum arasındaki süre yine 5,4 yıl olurken, 5 ve üzeri doğumlar arasında ortalama 5,1 yıl bulundu.

Bu veriler, ailelerin çocuk sahibi olma kararlarını artık daha planlı ve bilinçli şekilde aldığını ortaya koyuyor. Özellikle şehirleşme ve kadınların eğitim düzeyindeki artış, doğurganlık hızındaki değişimin en önemli etkenleri arasında gösteriliyor. Erzurum’da ise geleneksel aile yapısının etkisiyle doğurganlık hızının hala birçok şehirden daha yüksek olduğu görülüyor.

Erzurum’da Kent ve Kır Arasında Belirgin Farklar

Doğurganlık hızı açısından Erzurum’un kent ve kırsal bölgeleri arasında belirgin farklar bulunuyor. TÜİK’in 2024 verilerine göre, kent-kır sınıflandırması yapıldığında Erzurum genelinde ortalama doğurganlık hızı 1,56 olarak ölçüldü. Kırsal alanlarda bu oran 1,75’e kadar çıkarken, orta yoğun kentlerde 1,74 ve yoğun kentlerde ise 1,42 seviyesinde kaldı. Bu fark, kırsal alanlardaki geleneksel aile yapısının etkisini halen güçlü bir şekilde sürdürdüğünü gösteriyor.

Kır yerleşimlerinde yaşayan ailelerin daha çok çocuk sahibi olmayı tercih ettiği gözlemlenirken, şehir merkezlerinde eğitim ve ekonomik kaygılar doğurganlık hızını düşürüyor. Erzurum’un doğurganlık yapısı, kentin sosyal dokusuna dair önemli ipuçları veriyor. Şehirdeki aile planlamaları ve çocuk sayısına ilişkin kararlar, yaşanılan bölgeye ve yaşam tarzına göre değişiklik gösteriyor. Özellikle kadınların iş gücüne katılım oranının arttığı kent merkezlerinde, çocuk sayısında belirgin bir azalma olduğu göze çarpıyor.

Eğitim Seviyesi Doğurganlığı Nasıl Etkiliyor?

Eğitim düzeyi ile doğurganlık hızı arasındaki ilişki Erzurum özelinde de net bir biçimde ortaya konuluyor. 2024 verilerine göre Erzurum’da ortalama doğurganlık hızı 1,56 olarak belirlenmişken, bu oran eğitim seviyesine göre ciddi şekilde farklılık gösteriyor. Okuma yazma bilmeyen veya bir okul bitirmeyen kadınlarda bu oran 2,45’e kadar çıkıyor. İlkokul mezunlarında doğurganlık hızı 2,27 iken, ilköğretim ve ortaokul mezunlarında 2,20 seviyesinde. Lise mezunları arasında ise oran 1,42’ye düşerken, yükseköğretim mezunu kadınlarda bu rakam 1,36 olarak gerçekleşti.

Base-Jump Bölgesindeki Tünelde Tır Mahsur Kaldı, Trafik Durdu
Base-Jump Bölgesindeki Tünelde Tır Mahsur Kaldı, Trafik Durdu
İçeriği Görüntüle

Bu veriler, eğitim düzeyinin artışıyla doğurganlık hızında düşüş yaşandığını açık şekilde ortaya koyuyor. Eğitim seviyesi arttıkça kadınların çocuk sahibi olma eğilimi azalıyor ve doğumlar daha planlı hale geliyor. Eğitimli kadınlar daha fazla kariyer hedefi, ekonomik bağımsızlık ve yaşam standardı beklentisiyle doğurganlık kararlarını erteleyebiliyor ya da daha az çocuk sahibi olmayı tercih edebiliyor. Erzurum’daki bu tablo, Türkiye genelindeki eğilimlerle benzerlik gösteriyor ancak kırsal nüfusun yoğunluğu, geleneksel değerlerin ve aile yapısının doğurganlık üzerinde hâlâ etkili olduğunu gösteriyor.


Kaynak: İHA