HABER49-Erzincan’da imece usulü kış hazırlıkları geleneği sürüyor. Kadınlar, parayla değil dayanışmayla yufka, makarna ve kete gibi ürünleri hazırlayıp kış boyunca sofralarda tüketiyor.
Erzincan’da Kış Hazırlıkları Geleneği Yaşatılıyor
Erzincan’da geçmişten gelen imece usulü kış hazırlıkları geleneği, günümüzde de sürdürülüyor. Kış aylarının yaklaşmasıyla birlikte kadınlar, sabahın ilk ışıklarıyla hazırlıklara başlıyor ve yöresel dayanışmanın en güzel örneklerinden birini sergiliyor. Her gün bir hanenin ihtiyacı için toplanan kadınlar, kışlık yufkalarını pişiriyor, kurutuyor ve depoluyor. Bu yufkalar, kış boyunca ekmek veya börek olarak sofralarda yerini alıyor. Geleneksel hazırlık süreci, sadece yiyecek üretimiyle sınırlı kalmayıp, komşuluk ilişkilerini güçlendiren sosyal bir etkinliğe dönüşüyor. Kadınlar, imece yöntemiyle hem ekonomik dayanışmayı sağlıyor hem de kültürel mirası gelecek nesillere aktarıyor. Kış hazırlığı sürecinde yapılan erişte, makarna ve kete gibi yöresel ürünler, Erzincan mutfağının zenginliğini gözler önüne seriyor.
İmece Usulüyle Kış Sofraları Hazırlanıyor
Erzincan’da kadınlar, imece usulüyle hazırlık yaparken gün boyu sohbet ederek işlerini sürdürüyor. Her haneye özel olarak yapılan hazırlıklar, akşam saatlerine kadar devam ediyor ve pişirilen yufkalar kurutularak depolara kaldırılıyor. Kuruyan yufkalar, kış boyunca ekmek veya börek olarak tüketiliyor ve sofralara eşsiz bir lezzet katıyor. İmece yöntemiyle hazırlanan ürünler, aynı zamanda ekonomik bir değer taşıyor; parayla alışveriş yapılmadan, komşular birbirine destek oluyor. Kadınların anlattığına göre, imece geleneği “bugün sana, yarın bana” anlayışıyla yürütülüyor. Herkes kendi emeğini ve zamanını ortaya koyuyor, karşılığında herhangi bir maddi kazanç beklemiyor. Bu yöntem, hem aile bütçesine katkı sağlıyor hem de dayanışmayı pekiştiriyor.
Paranın Geçmediği Geleneğin Sırrı
Rümeysa Özdemir gibi kadınlar, geleneğin önemine dikkat çekerek, imece usulü hazırlıkların Erzincan kültüründe özel bir yer tuttuğunu vurguluyor. Özdemir, her yıl Eylül ve Ekim aylarında komşularla bir araya geldiklerini ve yufka, makarna, erişte, çörek ve kete gibi ürünleri birlikte hazırladıklarını ifade ediyor. “Bizde para geçmiyor, her şeyi kendimiz yapıyoruz. Sabah başlıyoruz, akşama kadar sohbet ederek üretim yapıyoruz. Yaptığımız ürünleri dolaba kaldırıyoruz ve kış boyunca tüketiyoruz” sözleri, geleneğin toplumsal dayanışma ve kültürel değer açısından ne kadar kıymetli olduğunu ortaya koyuyor. Bu gelenek, sadece yiyecek hazırlığı değil, aynı zamanda kuşaktan kuşağa aktarılan bir dostluk ve paylaşım ritüeli olarak Erzincan’da hayat buluyor.
