HABER49- Ertaş, Türkçenin yalnızca alfabe birliği ile korunamayacağını, dilin tarihsel, kültürel ve ses yapısı açısından bütüncül olarak ele alınması gerektiğini ifade etti. 34 harflik ortak alfabe çalışmasını desteklediklerini belirten Ertaş, dilin tarih boyunca yaşadığı parçalanmışlık ve farklı alfabeler nedeniyle oluşan terminoloji kaosuna dikkat çekti. Anadolu Türkçesi, Rumeli Türkçesi, İstanbul Türkçesi, Osmanlı Türkçesi, Türkistan Türkçesi ve diğer lehçeler üzerinden Türkçenin bir bütün olarak derlenmesinin gerekliliğini aktardı. Ertaş, Türkçenin günümüzdeki söz varlığının derleme ve sözlük çalışmalarına rağmen parçalanmaya devam ettiğini belirterek, tüm coğrafyalardaki Türkçe kelime ve ses birikiminin tek bir eser altında toplanması gerektiğini ifade etti.
Tarihsel Perspektif ve Gaspıralı İsmail Bey’in İdeali
Ertaş, Türk dil birliğinin önemini 20. yüzyıl başında Gaspıralı İsmail Bey’in “dilde, fikirde, işte birlik” ideali üzerinden örneklendirdi. İstanbul’da yayımlanan Sebilürreşad ve diğer mecmuaların Kuzey Afrika’dan Balkanlara, Anadolu’dan Türkistan’a kadar geniş bir coğrafyada okunabildiğini hatırlatan Ertaş, o dönemdeki dil bütünlüğünün korunmasının kadim Türk medeniyetinin ve kültür birikiminin yansıtılması açısından kritik olduğunu vurguladı. Bugün Türkçenin parçalanmasının ve lehçeler, ağızlar, farklı alfabeler nedeniyle ses ve kelime kaybının yaşandığını ifade eden Ertaş, Kaşgarlı Mahmud’un 11. yüzyılda yaptığı gibi güncel kelimelerle zenginleştirilmiş bir “Büyük Türk Lügati”nin hazırlanmasının acil bir ihtiyaç olduğunu belirtti.
Günümüzde Türkçenin Konumu ve Çözüm Önerileri
Ertaş, Latin alfabesine Türkçenin ses yapısını eksiksiz gösterecek harflerin eklenmesi gerektiğini, farklı coğrafyalardaki Türkçe söz ve ses varlığının tek bir lügatte toplanmasının önemini vurguladı. Günümüzde İngilizce’nin tüm dünyada tek ve standardize bir sözlükle kullanıldığına dikkat çeken Ertaş, Türkçede de aynı standardın sağlanması gerektiğini söyledi. Afrika, Balkanlar, Anadolu, Kafkasya ve Türkistan’daki Türkçe kelime ve ses birikiminin birleştirilmesiyle hem bilimsel hem kültürel anlamda Türkçenin güçleneceğini ifade etti. Bu bağlamda TDED Erzurum Şubesi, akademisyenler ve dilbilimcilerle birlikte ortak bir “Büyük Türk Lügati” hazırlığı için çalışmalarını sürdürüyor.





