HABER49-Yükseköğretim sisteminde uzun süredir tartışılan öğrenci affı konusu yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine taşınmaya hazırlanıyor. AK Parti tarafından Yükseköğretim Kanunu’nda değişiklik yapılmasına yönelik yürütülen çalışmalar, üniversite eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalan ya da azami öğrenim süresini doldurduğu için ilişiği kesilen öğrenciler açısından kritik bir süreci işaret ediyor. Hazırlıkları süren taslak düzenlemenin, eğitim hayatına çeşitli nedenlerle ara vermiş binlerce öğrencinin yeniden üniversite sıralarına dönmesine imkân tanıması bekleniyor.
YÖK Başkanı Erol Özvar, öğrenci affına ilişkin değerlendirmesinde konunun TBMM’de ele alındığını vurgulayarak, sistem dışında kalan ve hâlen yükseköğretim sisteminde bulunan öğrenci sayılarına dair kapsamlı bir analiz yapıldığını ifade etmişti. Özvar’ın açıklamaları, affın yalnızca sembolik bir düzenleme olmayacağını, veriye dayalı ve kapsayıcı bir çerçevede ele alınacağını gösteriyor. Bu noktada, geçmiş yıllarda çıkarılan af düzenlemelerinden farklı olarak, yükseköğretimde kaliteyi koruyan ancak mağduriyetleri gidermeyi amaçlayan bir yaklaşımın öne çıkması bekleniyor.
Üzerinde çalışılan kanun teklifine göre, çeşitli gerekçelerle üniversiteyle ilişiği kesilen öğrencilerin, belirli şartları yerine getirmeleri halinde eğitimlerine kaldıkları yerden devam etmeleri mümkün olabilecek. Akademik başarısızlık, sağlık sorunları, ekonomik nedenler veya ailevi sebeplerle eğitimini tamamlayamayan öğrencilerin durumu, düzenlemenin temel dayanak noktaları arasında yer alıyor. Bu çerçevede öğrenci affı, sadece bireysel bir hak iadesi değil, aynı zamanda Türkiye’nin nitelikli insan kaynağını güçlendirmeye yönelik stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor.
Yılbaşından Sonra Meclis Gündemi: 1200 Tıp Öğrencisi İçin Kritik Adım
Hazırlanan taslak düzenlemenin yılbaşından sonra Meclis gündemine gelmesi beklenirken, özellikle sağlık alanında eğitim gören öğrenciler için dikkat çeken detaylar öne çıkıyor. Edinilen bilgilere göre, planlanan öğrenci affından yaklaşık 1200 tıp öğrencisinin yararlanması öngörülüyor. Tıp fakülteleri gibi uzun ve yoğun eğitim süreci gerektiren bölümlerde, azami süreyi doldurduğu için ilişiği kesilen öğrencilerin yeniden sisteme kazandırılması, hem öğrenciler hem de sağlık sektörü açısından büyük önem taşıyor.
Bu düzenlemenin hayata geçmesi halinde, Türkiye’nin hekim ihtiyacına dolaylı da olsa katkı sağlanacağı değerlendiriliyor. Eğitimini tamamlayamadan sistem dışına çıkan tıp öğrencilerinin yeniden fakültelerine dönmesi, mevcut insan kaynağının etkin kullanımını hedefleyen politikalarla örtüşüyor. Ayrıca, düzenlemenin sadece tıp fakülteleriyle sınırlı kalmayacağı, mühendislikten sosyal bilimlere kadar birçok fakültede eğitimini yarıda bırakmış öğrencileri kapsayacak şekilde genişletileceği belirtiliyor.
Meclis sürecinde yapılacak görüşmelerde, affın kapsamı, başvuru şartları ve süre sınırlamaları gibi başlıkların netleşmesi bekleniyor. Eğitim çevreleri, düzenlemenin yükseköğretimde fırsat eşitliği ilkesini güçlendireceği görüşünde birleşiyor. Özellikle pandemi süreci, ekonomik dalgalanmalar ve sosyal koşullar nedeniyle eğitim hayatı sekteye uğrayan öğrenciler için bu adım, yeniden umut kapısı olarak değerlendiriliyor. TBMM’de ele alınacak öğrenci affı düzenlemesi, yasalaşması halinde üniversitelerde yeni bir dönemin kapısını aralayacak nitelikte görülüyor.