Bilinçli Pestisit Kullanımıyla Hem Sağlık Hem Kalite Koruma Altında Bilinçli Pestisit Kullanımıyla Hem Sağlık Hem Kalite Koruma Altında

HABER49- Erzurum’un Uzundere ilçesinde 2006 yılında başlayan küçük bir seracılık girişimi, bugün Doğu Anadolu’nun en büyük fide ve süs bitkisi üretim merkezlerinden birine dönüşmüş durumda. Fatma Canbaş, Hülya Canbaş ve Ayşe Okur isimli üç kadın girişimcinin özveriyle büyüttüğü bu işletme, yalnızca tarımsal üretimle değil, kadın emeğiyle şekillenen bir başarı öyküsünün de sembolü oldu. Her yıl yaklaşık 1 milyon çiçek ve fide üretimi gerçekleştiren bu ekip, Türkiye’nin dört bir yanına ürün göndererek sektörde adını sağlamlaştırdı.

Kadın girişimciler, ilk seralarını kurduklarında ellerinde sınırlı imkanlar, çokça hayal ve azim vardı. Bugün geldikleri noktada ise üretim kapasiteleri sadece rakamlarla değil, dokundukları hayatlarla da ölçülüyor. Çiçeklerle bezenen seralar, sadece bitki değil umut da büyütüyor.

SERADAN TOPLUMA: KADIN İSTİHDAMINDA ÖNCÜ BİR MODEL

2016 yılı itibarıyla üretim alanlarını genişletmeye karar veren ortaklar, yalnızca fide üretimini artırmakla kalmadı; aynı zamanda kadın istihdamını da öncelik haline getirdi. Bugün Uzundere’deki seralarda onlarca kişi çalışıyor ve bu çalışanların büyük kısmı kadınlardan oluşuyor. Tarımın erkek egemen yapısına karşı cesur bir adım atan bu girişimciler, kadınların toprağa olan bağını yeniden tanımlıyor.

Kadın-erkek ayrımı yapmadan istihdam sağlayan ekip, tarımın sosyal boyutunu da ön plana çıkarıyor. Seralarda çalışan kadınlar hem aile bütçesine katkı sağlıyor hem de meslek sahibi olmanın gururunu yaşıyor. Bu örnek çalışma sayesinde, kırsal bölgelerde kadın emeği görünür hale geliyor ve genç kadınlar için yeni bir yol haritası çiziliyor. Aynı zamanda, kadın kooperatiflerinin önemine dair farkındalık da artıyor. Uzundere modeli, kadın girişimciliği konusunda yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları için örnek teşkil ediyor.

ATA TOHUMUYLA GELECEĞE: YERLİ VE MİLLİ ÜRETİMİN SESSİZ KAHRAMANLARI

Fatma Canbaş ve ortakları için üretim yalnızca ekonomik bir faaliyet değil, kültürel bir mirası yaşatmanın da aracı. Seralarında yetiştirdikleri bitkilerde ata tohumu kullanımına özen gösteren bu üçlü, yerli tohumların korunması ve tanıtılması konusunda önemli bir misyon üstleniyor. Onlar için her fide, geçmişin bilgeliğini geleceğe taşıyan bir değer.

Ata tohumuna gösterilen bu hassasiyet, sadece fide üretimiyle sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda yöresel bitki türlerinin yeniden keşfedilmesi, çoğaltılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması hedefleniyor. Bu yaklaşım, hem ekolojik dengeyi koruma açısından hem de yerel ekonomiye katkı bağlamında önemli bir fark yaratıyor. Geleneksel tarım yöntemlerinin modern seracılıkla harmanlandığı bu sistem, Türkiye genelinde benzer girişimler için ilham kaynağı oluyor.

Kadınların yürüttüğü bu öncü proje, sadece Uzundere’nin değil, Türkiye’nin tarım vizyonuna da katkı sunuyor. Ata tohumu gibi stratejik önemi yüksek bir konuda gösterdikleri kararlılık, yerli üretimin ne denli değerli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Geleceğin tarımı, bu bilinçle şekilleniyor.

Kaynak: İHA