HABER49-1939 yılında meydana gelen ve binlerce insanın hayatını kaybettiği büyük depremde Erzincan adeta yerle bir olurken, tren garı bu yıkımı minimum hasarla atlatmayı başardı. Daha sonraki yıllarda 1983 ve 1992 depremlerinde de benzer bir tablo ortaya çıktı; şehir genelinde ağır hasarlar oluşurken Erzincan Tren Garı temelinde yalnızca 1,5 ila 2 santimetrelik bir kayma meydana geldi. Bu durum, yapının inşa edildiği dönemde gösterilen mühendislik hassasiyetinin ve doğru zemin seçiminin ne denli önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bugün hâlâ aktif olarak kullanılan tren garı, geçen on yıllara ve tekrar eden büyük depremlere rağmen sağlamlığını koruyarak adeta afetlere meydan okuyan bir yapı olarak değerlendiriliyor.
Alman Mühendisliği ve Doğru Zemin Seçiminin Başarısı
Erzincan Tren Garı’nı benzer yapılardan ayıran en önemli unsurların başında, projelendirme sürecinde uygulanan mühendislik yaklaşımı geliyor. Alman mühendisler tarafından hazırlanan proje, dönemin teknik imkânlarına rağmen deprem gerçeği dikkate alınarak tasarlandı. 1938 yılında Türk işçilerin emeğiyle kısa sürede tamamlanan yapı, özellikle temel sistemi ve zemin etüdüyle öne çıkıyor. Uzmanlar, tren garının inşa edildiği alanın sağlam zemin yapısına sahip olmasının, depremler karşısındaki direncin temel nedeni olduğunu belirtiyor. Ayrıca yapının simetrik mimarisi, taşıyıcı sistemin dengeli dağılımı ve kullanılan malzemelerin kalitesi, sarsıntıların yapı üzerinde yıkıcı etki oluşturmasını engelledi. Yıllar içinde defalarca test edilen bu dayanıklılık, Erzincan Tren Garı’nı mühendislik literatüründe örnek gösterilen yapılardan biri haline getirdi. Günümüzde deprem güvenli yapılaşma tartışmalarında sıkça gündeme gelen tren garı, geçmişten bugüne uzanan bir teknik başarı hikâyesi olarak değerlendiriliyor.
Şehir Hafızasında Bir Ulaşım Noktasından Fazlası
Erzincan Tren Garı, sadece trenlerin gelip geçtiği bir ulaşım merkezi olmanın ötesinde, kent belleğinde derin izler bırakan bir yapı olarak kabul ediliyor. 1939 depreminden sonra hayata tutunan Erzincanlılar için gar binası, umudun ve yeniden ayağa kalkışın simgelerinden biri oldu. Yıllar boyunca sayısız yolcuyu ağırlayan, asker uğurlamalarına, gurbet yolculuklarına ve kavuşmalara tanıklık eden yapı, aynı zamanda depreme dayanıklı yapılaşmanın somut bir örneğini sunuyor. Bugün hâlâ ayakta duran tren garı, geçmişte yapılan doğru planlama ve mühendislik uygulamalarının, afetler karşısında nasıl hayat kurtarıcı olabileceğini gözler önüne seriyor. Uzmanlar, Erzincan Tren Garı’nın korunarak gelecek nesillere aktarılmasının hem mimari miras hem de afet bilinci açısından büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor. Yapı, geçmişten bugüne uzanan direnciyle, depremlerle yaşayan şehirler için adeta canlı bir ders niteliği taşıyor.