HABER49-Malatya’da kamu hastaneleri, sismik izolatörler sayesinde şiddetli depremlerde dahi hizmet sunmaya devam ediyor. Deprem sırasında Battalgazi Devlet Hastanesi'nin ayakta kalması, teknolojinin sağlık altyapısındaki hayati rolünü gözler önüne seriyor.
Malatya’da kamu hastaneleri, depreme karşı yüksek güvenlik sağlayan sismik izolatör sistemleri sayesinde hizmet kesintisi yaşamadan sağlık hizmeti sunmaya devam ediyor. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi ile Battalgazi Devlet Hastanesi’nde toplam 476 adet sismik izolatör aktif olarak kullanılıyor. Bu teknolojiler, özellikle deprem gibi doğal afetlerde sağlık tesislerinin operasyonel kalmasını sağlayarak, insan hayatı açısından kritik öneme sahip olan ameliyathane, yoğun bakım ve acil servis gibi birimlerin görevini aksatmadan sürdürmesini mümkün kılıyor.
Sismik izolatörler, bina ile zemin arasındaki bağlantıyı kısmen keserek sarsıntının binaya ulaşmasını engelliyor. Bu sayede binaların hem yapısal güvenliği korunuyor hem de içerisindeki cihazların, ekipmanların ve hizmet alanlarının güvenliği sağlanmış oluyor. Özellikle deprem bölgelerinde yer alan hastaneler için bu sistemler, sağlık altyapısının devamlılığı açısından stratejik bir öneme sahip. Hastanelerin hasar almadan hizmet verebilmesi, hem yaralıların tedavisi hem de yeni oluşabilecek vakaların önlenmesi açısından büyük bir avantaj sağlıyor. Bu teknolojik yatırımlar, Türkiye’nin afetlere hazırlıklı şehirler kurma vizyonunun da bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Battalgazi Devlet Hastanesi, Deprem Sırasında Dahi Durmadan Hizmet Verdi
6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve bölgeyi derinden sarsan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde Malatya, ciddi şekilde etkilendi. Ancak bu şiddetli sarsıntılara rağmen Battalgazi Devlet Hastanesi, sahip olduğu 222 sismik izolatör sayesinde hiçbir hasar almadan hizmet vermeye devam etti. 60 bin metrekare kapalı alana sahip olan ve 300 yatak kapasitesiyle hizmet sunan hastanede, 12 ameliyathane, 36 yoğun bakım ünitesi ve birçok poliklinik aktif olarak çalıştı.
Hastane Başhekimi Uzm. Dr. Abdullah Ercan, sismik izolatör sistemlerinin binanın taşıyıcı yapısını iki ayrı katmana ayırdığını ve bu sayede sarsıntıların yüzde 90’a kadar emildiğini vurguladı. Ercan, “Deprem sırasında oluşan yatay hareketler izolatörler sayesinde sönümlendi. Böylece binanın yapısal güvenliği bozulmadı ve tüm servislerimiz aralıksız çalışmaya devam etti” ifadelerini kullandı. Başhekim ayrıca, bu tür teknolojilerin deprem bölgelerinde sağlık hizmetlerinin sürekliliğini sağlamak adına kritik rol oynadığını dile getirdi.
İzolatörlü Hastaneler, Afet Dirençli Şehirlerin Temelini Oluşturuyor
Türkiye’nin birinci derecede deprem kuşağında yer aldığı düşünüldüğünde, kamu binalarının ve özellikle hastanelerin afetlere karşı dayanıklı hale getirilmesi büyük bir zorunluluk olarak öne çıkıyor. Malatya’daki kamu hastanelerinde uygulanan sismik izolatör sistemleri, bu vizyonun başarıyla hayata geçirildiğinin bir göstergesi olarak kabul ediliyor. İzolatörlü hastaneler yalnızca fiziki yapının değil, aynı zamanda sağlık sisteminin devamlılığının da garantisi oluyor.
Depremin hemen ardından tıbbi müdahalenin sekteye uğramaması, sağlık sisteminin çökmesini önlüyor ve can kayıplarını azaltıyor. Malatya’daki örnek, bu sistemin ne kadar hayati olduğunu somut bir şekilde ortaya koyuyor. Hastanelerin ayakta kalması sadece içerideki hastaları değil, dışarıdan yardım bekleyen yüzlerce insanı da etkiliyor. Türkiye genelinde bu tür yapıların sayısının artırılması, afetlere hazırlıklı bir ülke olmanın en önemli adımlarından biri olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, sismik izolatörlerin yeni yapılacak tüm sağlık tesislerinde standart olarak yer almasının artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu belirtiyor.