HABER49- Erzurum’un Yakutiye ilçesindeki Değirmenler Höyük’te süren kazılar, bölgenin binlerce yıllık tarihine yeni bir sayfa ekliyor. Arkeologlar, Doğu Anadolu’nun en kadim kültürlerinden biri olarak bilinen Karaz kültüründen daha eski bir döneme ait mimari kalıntılara ulaştı.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ve desteğiyle yürütülen kazılarda elde edilen yeni bulgular, Doğu Anadolu’nun tarih öncesi dönemlerine ışık tutuyor. Erzurum Müzesi adına kazı yürütücülüğünü üstlenen Doç. Dr. Gülşah Altunkaynak, Değirmenler Höyüğü’nde artık yalnızca Karaz kültürünü değil, ondan da daha eski bir evreyi belgelemeye başladıklarını söyledi.
“Heyecanlıyım çünkü Karaz’ın alt evresinden yeniden bir mimari izi gelmeye başladı,” diyen Altunkaynak, bu durumun bölge için büyük önem taşıdığını belirtti. “Eğer bu mimari yapıyı somut verilerle belgeleyebilirsek, Doğu Anadolu’nun bilinen tarihini birkaç yüzyıl daha geriye taşımış olacağız.”
Kazılarda bugüne kadar seramik parçalar, fırın kalıntıları, duvar örtüleri, taş döşemeler, sazlık izleri ve deniz kabukları gibi çok sayıda veri elde edildi. Özellikle kare planlı ve silindir girişli büyük bir fırın yapısı, kazı ekibini heyecanlandırdı. Daha önce örneğine rastlanmayan bu fırının, Karaz dönemine ait üretim alanı olduğunu belirten Altunkaynak, “Bu fırın dört evreliydi. İlk evresinde yuvarlak planlıyken, ilerleyen dönemde kareye dönüştürülmüş. Bu değişim bile mimarideki gelişimi açıkça ortaya koyuyor,” dedi.
Altunkaynak’a göre, Değirmenler Höyük yalnızca üretim izleriyle değil, barınma alanlarıyla da dikkat çekiyor. Höyükteki dört farklı mekanın planları, Karaz kültürünün mimari evrimini tek bir yerleşimde gözlemleme imkânı sunuyor. “Burada hem yuvarlak planlı hem de köşeleri belirgin dikdörtgen mekanları bir arada görüyoruz,” diyen Altunkaynak, bunun arkeolojik açıdan büyük bir şans olduğunu ifade etti.
Kazı alanında yapılan incelemeler, yerleşimin su kenarında kurulduğunu da ortaya koyuyor. Toprak katmanlarında deniz kabukları ve organik kalıntılar bulunması, Değirmenler Höyüğü’nün çevresel koşullarıyla da dikkat çektiğini gösteriyor. “Burası bataklık bir alan. Kazılar derinleştikçe su çıkmaya başladı ve deniz kabuklarına ulaştık. Bu, erken dönem yerleşimlerinde su kenarının ne kadar belirleyici olduğunu bir kez daha kanıtlıyor,” diyen Altunkaynak, bölgenin ekolojik açıdan da incelenmesi gerektiğini vurguladı.
Kazıların ilerleyen dönemde genişletileceğini belirten Altunkaynak, “Bu yıl hem seramik bulgular hem karbon analizleriyle 6 bin yıl öncesini netleştirdik. Ancak şu anda ondan da eski bir evreye iniyoruz ve bu evre mimari verilerle birlikte geliyor. Erzurum’un en erken yerleşimlerinden birindeyiz,” ifadelerini kullandı.
Değirmenler Höyük’teki yeni bulgular, yalnızca Erzurum’un değil, tüm Doğu Anadolu’nun tarihsel kronolojisini yeniden değerlendirmeyi gerektirecek nitelikte. Altunkaynak, “Karaz kültürünün tüm mimari evrelerini bir arada görebileceğimiz tek yerleşim yeri burası. Hatta belki de Karaz öncesi mimarisini gözlemleyebileceğimiz tek yer,” diyerek kazının arkeolojik önemini özetledi.




