HABER49-Erzincan’ın İliç ilçesinde 17 aydır kapalı olan Çöpler Altın Madeni, binlerce kişiyi işsiz bırakırken bölge ekonomisini durma noktasına getirdi. Uzmanlar çevre riskinin ortadan kalktığını belirtirken, üretimin yeniden başlaması için çağrılar yükseliyor.
Toprak Kaymasının Ardından Duran Üretim, Binlerce Kişiyi İşsiz Bıraktı
Erzincan’ın İliç ilçesinde 13 Şubat 2024’te meydana gelen toprak kaymasının ardından faaliyetlerine ara verilen Çöpler Altın Madeni’nin kapalı kalması, sadece maden çalışanlarını değil, bölgedeki yüzlerce esnafı ve aileyi doğrudan etkiledi. Türkiye Altın Üreticileri Derneği’nin verilerine göre, madenin açık olduğu dönemde doğrudan ve dolaylı yoldan yaklaşık 4 bin kişiye istihdam sağlanıyordu. Ancak aradan geçen 17 aylık sürede üretimin tamamen durması, bu istihdam zincirini kopardı. Madenin faaliyetlerini durdurmasıyla birlikte ilçe ekonomisinde büyük bir çöküş yaşandı.
Erzincan Ticaret Borsası Başkanı Nadir Akar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, sadece İliç’in değil, Türkiye ekonomisinin de zarara uğradığını belirtti. “Burada ciddi bir ekonomik döngü vardı. Maden üretim yaptığı sürece esnaf da, çiftçi de kazanıyordu. Ancak üretim durunca çark durdu” sözleriyle bölgedeki krizin boyutuna dikkat çekti. Ticaret Odası Başkanı Ahmet Tanoğlu ise, Türkiye’nin altın ithalatının cari açıkta önemli yer tuttuğuna değinerek, güvenli üretim koşullarının sağlanmasıyla birlikte madenin yeniden faaliyete geçmesinin zorunlu olduğunu dile getirdi.
Temizlik Kadrosuna 14 Bin Başvuru: İşsizlik Çığ Gibi Büyüyor
Çöpler Altın Madeni’nin kapalı kalmasının sosyo-ekonomik etkileri yalnızca ekonomik verilerle değil, halkın yaşadığı günlük sıkıntılarla da kendini gösteriyor. CHP Erzincan İl Başkanı Yalçın Tanrıverdi’nin aktardığı bilgiye göre, Sağlık Bakanlığı’nın İliç’te açtığı 67 kişilik temizlik kadrosu ilanına tam 14 bin kişi başvurdu. Bu rekor başvuru, ilçede yaşanan işsizlik krizinin en çarpıcı göstergesi olarak değerlendiriliyor. Madenin kapalı olması nedeniyle işsiz kalan vatandaşlar, geçici kadrolar ve düşük ücretli işlere dahi umutla başvurmak zorunda kalıyor.
CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül de yaptığı açıklamada, madenin yeniden üretime başlamasının hem işsizlikle mücadele hem de ekonomik canlanma açısından kritik olduğunu vurguladı. Sarıgül, “Çevre ve insan sağlığına ilişkin tüm önlemler alınmalı. Kapalı liç yöntemi gibi yeni teknolojilerle, hem güvenlik sağlanabilir hem de halk yeniden işine kavuşur” diyerek sürecin hızlandırılması çağrısında bulundu. Yerel halk ise umutla madenin yeniden açılacağı günü bekliyor.
Bilim İnsanları: “Çevresel Risk Kalmadı, Üretim Güvenli Şekilde Başlayabilir”
Toprak kaymasının ardından bölgede yürütülen bilimsel analizler ve rehabilitasyon çalışmaları, çevresel riskin büyük ölçüde ortadan kaldırıldığını ortaya koyuyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cemalettin Okay Aksoy, maden sahasında yapılan kapsamlı testlerin ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı denetimlerinin ardından ciddi bir risk tespit edilmediğini belirtti. Sabırlı Vadisi’nde yaklaşık 6 bin su ve 700 toprak örneği üzerinde yapılan analizlerin sonuçlarına göre çevreye zarar verecek bir durum bulunmadığı ifade edildi.
Aksoy, şirketin 210 milyon dolarlık rehabilitasyon yatırımıyla birlikte üretim sistemlerinin daha güvenli hale geldiğini, özellikle kapalı sülfit tesisi teknolojisinin iş ve çevre güvenliği açısından oldukça başarılı sonuçlar verdiğini aktardı. “Madencilik kırsalda kalkınmanın anahtarıdır. Üretimin bu kadar uzun süre durması yalnızca yerel halkı değil, ülke ekonomisini de olumsuz etkiler” şeklinde konuştu. Uzmanlara göre, bilimsel veriler ışığında üretimin yeniden başlaması, hem çevre güvenliğini sağlayacak hem de bölgedeki sosyo-ekonomik yaraları sarmaya yardımcı olacak.
Altın Üretiminin Düşmesi İthalatı Patlattı, Cari Açığı Büyüttü
Çöpler Altın Madeni’nde yaşanan üretim kesintisinin etkileri yalnızca İliç ilçesiyle sınırlı değil. Türkiye genelinde altın üretiminin düşmesi, ithalata olan bağımlılığı daha da artırmış durumda. Merkez Bankası ve Dünya Altın Konseyi verilerine göre, 2024 yılında Türkiye’nin altın üretimi 32,2 ton seviyesinde kalırken, aynı yıl talep 153 ton, ithalat ise 123,8 ton olarak gerçekleşti. Bu rakamlar, Türkiye’nin üretim yetersizliğini ve dışa bağımlılığını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Son 24 yıl içinde Türkiye, altın üretiminin sekiz katı kadar altın ithal etmek zorunda kaldı. 2024 yılında yalnızca altın ithalatı nedeniyle oluşan cari açık, 10 milyar doları buldu. Bu durum, ekonomide yapısal sorunların derinleşmesine ve döviz rezervlerinin erimesine neden oldu. Uzmanlar, Türkiye’nin altın potansiyelini güvenli ve sürdürülebilir yöntemlerle değerlendirmesi gerektiğini vurgularken, İliç’teki gibi stratejik madenlerin kapalı kalmasının yalnızca yerel değil, ulusal ölçekte büyük kayıplara yol açtığını belirtiyor.