BU VATAN BİZİM

Çanakkale bizim kapımızdı. Anadolu’nun kilidi… Hiçbir Müslüman evladı mahreminin kapısından haramiyi sokmazdı! Bunu sert Osmanlı şamarını yiyince anladılar. Çanakkale Boğazımıza, can damarımıza bizi boğmaya gelen akbabalara verilen bir savaş dersidir. Çanakkale koskoca bir ülkenin kaderini değiştiren savaş, yerli yabancı birçok askerin can verdiği cephedir. Çanakkale toprağı o kadar şehit kanı ile sulanmıştı ki ibretlik bir […]

BU VATAN BİZİM
Abdullah Alptekin Has
Yayınlanma

00:33 - 20 Mart 2018

Güncelleme

04:22 - 16 Mayıs 2018

Okuma Süresi

4 dakika

Çanakkale bizim kapımızdı. Anadolu’nun kilidi… Hiçbir Müslüman evladı mahreminin kapısından haramiyi sokmazdı! Bunu sert Osmanlı şamarını yiyince anladılar.
Çanakkale Boğazımıza, can damarımıza bizi boğmaya gelen akbabalara verilen bir savaş dersidir. Çanakkale koskoca bir ülkenin kaderini değiştiren savaş, yerli yabancı birçok askerin can verdiği cephedir.
Çanakkale toprağı o kadar şehit kanı ile sulanmıştı ki ibretlik bir anı bunun göstergesidir.
Çanakkale Gazisi Biga Ramazanlar Köyü’nden Mehmet Aşkın ibretlik olayı şöyle anlatıyor: “Bir gece beni keşif kolu çıkardılar. Karayürek Deresinin yatağında geziniyordum. Çok susamıştım. Dere şırıldıyordu. Mataramı doldurdum; birkaç yudum içtiğimde, içtiğim suyun tadı çok başkaydı. Ay bulutun arkasından ayrılınca, avucuma mataradan o suyu aldığımda, matarama doldurduğum şeyin kan olduğunu anladım”
Anlatılacak o kadar çok olay var ki… Ne benim gücüm yeter, ne ciltlerce kitap. Sadece bu noktada bir süre durup yaşananları düşünmek gerekiyor. Bugün de değişen bir şey yok, ordumuz Afrin’de de yine yedi düvelle çarpışıyor. Tıpkı Çanakkale gibi orada da arkalarında anılar bırakan şehitler veriyoruz.
Afrin’de çatışmada şehit düşen bir kahraman Mehmetçiğimizin evine taziye ziyaretine giden biri anlatıyor,
Şehidimizin 5 yaşında bir kız evladı var… Elinde bir mavi balon… Sadece onunla meşgul oluyor, kimseye vermiyor…
‘Beraber oynayalım mı’ dedim.. Durdu ‘Olmaz, patlarsa ölürüm’ cevabı verdi…
Şaşırdım.. ‘Patlarsa sana binlerce balon alırım’ dedim..
Küçük kızın cevabı ise sözün bittiği yerdi.. Bakın ne dedi;
‘BABAM ŞİŞİRDİ BU BALONU. BUNUN İÇİNDE ONUN NEFESİ VAR’
Çanakkale’de yaşananlar düşündükçe insanın tüyleri ürperiyor. Kendini bir düzene, nizama çekesi geliyor. Bu destan başka bir milletin olsaydı acaba böyle unutulmaya, yok sayılmaya çalışılır mıydı diye…
“Yeni öğrendik, Japonların bir “şoklama sistemi” varmış. Her yaştaki Japon’un “eğitimi için” çok önemli bir sistem. Japonlar önce ülkelerinde “atom bombasının düştüğü yerlerden birine” gidiyor ve götürülüyorlarmış. “Güçlü olmazsak, başımıza yine bunlar gelir” diye. Sonra teknoloji harikası olan bir fabrikaya “Çok çalışırsak bütün dünya ile yarışırız” diye.
Ve bir süredir de “Şoklamanın üçüncü ayağı olarak” Çanakkale’ye geliyorlarmış. “Boğazı… Gelibolu’yu… Savaş alanını” geziyorlarmış. “Vatan böyle korunur” diye.”
Ya bize ne demeli… Unutuyoruz… Her şeyimizi unuttuğumuz gibi bu şanlı tarihimizi de unutuyoruz. Neler unutmadık ki? Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları unuttuk. Ermenilerin çocuklarımızı katlettiğini, ülkemizi satranç tahtasına çeviren kardeşi kardeşe kırdıran zihniyeti unuttuk… Sarıkamış’ta tek bir mermi bile atmadan kardelen olan binlerce vatan evladını unuttuk. Mağdurları düşünmekten 15 Temmuz’da Darbeye yeltenen vatan hainlerini unuttuk! Unutmak en büyük alçaklıkmış onu da unuttuk!.
Artık uyanma ve uyandırma zamanı, Kendimize, evlatlarımıza, öğrencilerimize zaman ayırarak anlatalım yorulana kadar… Bıktırana kadar anlatalım gerçek tarihimizi.
Vatan sevmenin ne demek olduğunu çocuklarınıza anlatın. Ve şunu da ihmal etmeyin; Onları bir kere de olsa Çanakkale’ye götürün. Görsünler bütün dünyaya kafa tutan o koç yiğitleri… O manevi havayı teneffüs etsinler. O muhteşem destanı gözleri ile görsünler. Ve bilsinler ki vatan sevmek bedel ister. Bu şuur ile tüm dünyaya haykırsınlar; “BU VATAN BİZİM” diye…
Her günümüz Çanakkale! Unutur, Unutturursak şayet Kalbimiz kurusun!