HABER49- Adilcevaz’da kış boyunca karla kaplı ahırlarda kalan koyun ve keçiler, nisan ayının yağmurları sonrasında doğanın canlanmasıyla birlikte özgürlüğüne kavuştu. Bölgedeki yaylalar, sürülerini otlatmak ve doğal ürünler üretmek isteyen yüzlerce besiciyi ağırlamaya başladı.
Besiciler için yayla sezonu yalnızca hayvanların otlatılması değil, aynı zamanda geleneksel üretimin de yeniden canlanması anlamına geliyor. Yayla göçünün başlamasıyla birlikte, peynir, süt, yoğurt ve tereyağı gibi doğal ürünler yine bölge halkının ve çevre illerin sofralarını süslemeye başladı. Yaylada geçen her gün, doğanın koynunda sürdürülen bu geleneksel yaşam biçiminin bir parçası olurken, aynı zamanda ekonomik açıdan da önemli katkılar sağlıyor. Üretilen doğal süt ürünleri yalnızca Adilcevaz halkına değil, çevre il ve ilçelere de pazarlanıyor.
7 AYLIK YAYLA MACERASI: “KASIM AYINDA TEKRAR DÖNERİZ”
Besicilerden Mezher Çınar, yayla göçünün zorlu ama vazgeçilmez bir yaşam biçimi olduğunu dile getirdi. Özellikle bu yıl kış şartlarının ağır geçtiğini ve nisan yağmurlarının da gecikmesine sebep olduğunu belirten Çınar, “Hayvanlarımızı ancak şimdi yaylaya çıkarabildik. 7 ay boyunca burada kalacağız. Peynirimizi, sütümüzü, yoğurdumuzu burada üretip satıyoruz. Çobanların ücretlerini ödüyoruz. Kasım ayında tekrar şehre döneceğiz,” diyerek sürecin detaylarını anlattı.
Yaylada geçen süre boyunca, sabahın erken saatlerinde başlayan gün, koyunların otlatılmasıyla devam ediyor. Besiciler, gün boyu hayvanların sağımı ve süt ürünlerinin üretimiyle meşgul oluyor. Elde edilen sütlerden yapılan taze peynirler, tereyağları ve yoğurtlar hem ailelerin tüketimine sunuluyor hem de çevre pazarlarda satışa çıkarılıyor. Yaylacılar, kışa hazırlıklarını da yaylada yapıyor; elde ettikleri ürünlerin bir kısmını kış için depoluyorlar. Böylece hem doğayla iç içe bir yaşam sürüyorlar hem de yılın büyük bir bölümünü kendi emekleriyle geçimlerini sağlayarak değerlendiriyorlar.