Son yıllarda özellikle de ilimizde aktif siyasetin içerisinde yer alan insanların çabuk yıprandığını görüyoruz. Milletvekillerinin, Belediye Başkanlarının, İl Başkanlarının ve parti yöneticilerinin göreve geldikten kısa bir süre sonra toplum nezdinde itibar kaybettiklerine, toplumdaki karşılıklarının hasara uğradığına şahit oluyoruz. Farklı düşünenleriniz, bunun aksini iddia edenleriniz olabilir fakat son yıllarda benim gözlemediğim durum bunu gösteriyor. Bir Milletvekilinin, Belediye Başkanının, İl-İlçe Başkanlarının göreve geldikleri andan itibaren toplumun onlara olan beklentileri de haliyle değişiyor ve artıyor. Kimi siyasetçiler bu beklentiyi karşılayamıyor, kimi siyasetçiler işi ranta çevirebiliyor kimileri ise ne kadar gayret gösterseler de ya kendilerini topluma anlatamıyor ya da kendi yakın çevrelerinin topluma karşı yapmış oldukları tutum ve davranışlardan dolayı kendi şahsiyetleri zarara uğruyor.
Dönüp ilimiz siyaset sahnesine baktığımızda toplumun genelinin takdir ettiği, herkes de olumlu izlenim bırakan siyasetçilerin-Milletvekili, Belediye Başkanı, İl-İçe Başkanları vs.- sayısının çok az olduğunu görüyoruz.
24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilleri Genel Seçimlerinin yapılması kararının alındığı günden itibaren Muş’umuzun bütün ilçelerini ve beldelerinin büyük bir kısmını gezdim, vatandaşlarla sohbet etme imkanı buldum. Bu gözlemlerimin de doğru olduğunu bu sohbetler vasıtasıyla da görmüş oldum. Herkes birilerinden dem vuruyor, şikâyet ediyordu. Fakat herkesin takdirini kazanmış, önemli orandaki büyük bir çoğunluğun gönlüne girmiş bir isim vardı; 20, 21 ve 22. Dönem Muş Milletvekili Sabahattin Yıldız.
Toplumun büyük bir kesiminin eski Milletvekilimiz kıymetli büyüğümüz Sabahattin Yıldız hakkında aynı güzel düşüncelere sahip olduğunu gördüm ve çok mutlu oldum, gurur duydum. İlimizde aşiretçiliğin altın çağını yaşadığı, aşiretler üzerinden siyaset yapılmaya çalışıldığı son yıllarda bir aşiret mensubu olmayan, herkese eşit mesafede bulunan kafkas kökenli birinin Muş’ta bu güzel intibayı bırakması, her kesimin gönlüne dokunması bizler için gurur vesilesi oldu. Her gittiğim ilçede, beldede ve köyde kimlerdensin dendiğinde, Çerkeslerdenim cevabını verince, “Baş göz üstüne geldiniz, biz sizi Sabahattin Yıldız’dan biliriz. Siz dürüst siyaset yaptınız, temiz siyaset yaptınız. Allah Sabahattin Yıldız’dan razı olsun.” diyerek karşılandık.
3 dönem gibi uzun bir süre Muş’ta siyasetin merkezinde olup da bu izlenimi bırakabilmek gerçekten herkesin yapabileceği bir iş değil. Eleştirilenler olabilir, yaptığı icraatların yeterli olamadığını söyleyenler olabilir hepsine saygı duyuyorum fakat kimse bugün çıkıp da Sabahattin Yıldız’ın ismine leke getirecek bir şey söyleyemiyor. Dün Sabahattin Yıldız’ın yanında yer alanlar bugün başı dik bir şekilde gezebiliyor ve hürmetle karşılanıyor.
İşte bir siyasetçinin ailesine, akrabalarına ve çevresine bırakabileceği en iyi siyasi miras budur. 3 dönem gibi uzun bir süre siyasetin içerisinde yer alıp ve zamanı gelince de güzel bir şekilde bayrağı devredebilmek gerçekten büyük bir erdem. Ben kendisiyle gurur duyuyorum. Bu güzel siyasi mirası bizlere bıraktığı için huzurlarınızda kendisine teşekkür ediyor, ellerinden öpüyorum