BİR EKRAN, BİNLERCE GÜLÜŞ: MUŞ’TA POLİSİN GÖNÜL KÖPRÜSÜ
Bazen hayatın koşturmacası içinde, "basit" gördüğümüz bir anın başkası için "hayat boyu unutulmaz" bir anıya dönüşebileceğini unutuyoruz. Muş İl Emniyet Müdürlüğü’nün gerçekleştirdiği "Çocuk Sineması Günleri" projesini okurken, tam da bu duygu geçti içimden.
Muş’un uzak köylerinden gelen o pırıl pırıl çocuklar... Çoğu hayatında ilk kez büyük bir perdenin karşısına geçti. Patlamış mısırın kokusunu ilk kez o heyecanla içine çekti. Rafadan Tayfa’nın maceralarına gülerken, aslında sadece bir film izlemediler; dış dünyayla, sanatla ve en önemlisi kendilerine uzanan sıcak bir "güven" eliyle tanıştılar.
GÜVEN SADECE ASAYİŞLE SAĞLANMAZ
Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü’nde görevli Komiser Esra Fatma Kaya’nın şu sözleri çok kıymetli: "Çocukların güven ve aidiyet duygusunu güçlendirmeyi hedefliyoruz." Gerçekten de öyle. Devletin soğuk yüzü değil, çocukların montunu giydiren, onlara mısır ikram eden, beraber film izleyen bir "polis abi", "polis abla" figürü, o çocukların zihninde silinmez bir iz bırakır. Polisin sadece suçla mücadele eden bir birim değil, aynı zamanda toplumun her ferdinin yanında olan bir destek mekanizması olduğu gerçeği, en güzel bu şekilde anlatılabilirdi.
17 BİN ÇOCUK, 17 BİN GELECEK
2021’den bu yana tam 17 bin çocuk sinemayla buluşturuldu. Bu rakam sadece bir istatistik değil. 17 bin çocuğun ufkuna eklenen bir parça sanat, binlerce çocuğun kalbine ekilen sevgi tohumudur. Küçük Asmin’in "İlk defa sinema izliyorum, çok mutlu olduk" derken gözlerindeki parıltıyı hayal etmek bile insanın içini ısıtmaya yetiyor.
Köy yollarından konferans salonlarına uzanan bu yolculukta; Sadece film değil, mont ve kıyafet desteğiyle fiziksel ihtiyaçlar da gözetildi.
Şehir merkezinden uzak çocuklara "biz de buradayız, sizinleyiz" mesajı verildi.
Belki de yıllar sonra o çocuklardan biri polis, öğretmen veya sanatçı olduğunda, o günü "hayatımın dönüm noktasıydı" diyerek anlatacak.
Muş Valiliği’ne ve Emniyet teşkilatına bu ince düşünülmüş proje için koca bir teşekkürü borç biliyoruz. Çocukların hayal dünyasını genişletmek, onlara değer verildiğini hissettirmek, aslında geleceğimizin temellerini sağlamlaştırmaktır.
Çünkü bir çocuğun kalbine giden yol, bazen bir kova patlamış mısır ve bir sinema perdesinden geçer. O perdede bugün bir çizgi film vardı ama yarın o çocukların kendi başarı hikayeleri olacak.