HABER49-Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, uzun süredir kamuoyunun gündeminde yer alan infazda eşitlik tartışmalarına yönelik önemli bir adımın hayata geçirildiğini açıkladı. 11. Yargı Paketi kapsamında yapılan yeni düzenleme ile ceza infaz sisteminde yaşanan hak kayıplarının giderilmesi hedeflenirken, cezaevlerinde tahliye işlemlerinin resmen başlatıldığı duyuruldu. Bakan Tunç’un açıklamalarına göre, özellikle suç tarihi bakımından benzer durumda olmasına rağmen farklı infaz uygulamalarına tabi tutulan hükümlüler arasındaki eşitsizlikler bu düzenleme ile ortadan kaldırılıyor.
Yeni uygulama, 31 Temmuz 2023 tarihi itibarıyla kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan ve mevcut mevzuat gereği daha erken açık ceza infaz kurumuna ayrılma ile denetimli serbestlikten yararlanabilen hükümlülerin sahip olduğu hakların kapsamını genişletiyor. Aynı tarih ve öncesinde işlenen suçlar nedeniyle hüküm giymiş kişilerin de bu haklardan yararlanmasının önü açılıyor. Böylece suçun işlendiği tarih esas alınarak, yargılama ve infaz süreçlerinde ortaya çıkan uygulama farklılıklarının giderilmesi amaçlanıyor.
Bakanlık kaynakları, bu düzenlemenin ceza infaz hukukunda önemli bir dönüm noktası olduğunu vurgularken, infazda eşitlik ilkesinin güçlendirilmesiyle birlikte adalet duygusunun pekiştirileceğine dikkat çekiyor. Cezaevlerinde gerekli idari ve teknik hazırlıkların tamamlanmasıyla birlikte, şartları taşıyan hükümlüler için tahliye ve geçiş işlemleri hız kazanmış durumda.
3 YIL DAHA ERKEN AÇIK CEZAEVİ VE DENETİMLİ SERBESTLİK İMKÂNI
Yapılan düzenlemenin en dikkat çeken başlıklarından biri, hükümlülere tanınan süre avantajı oldu. 31 Temmuz 2023 ve öncesinde işlenen suçlar bakımından, şartları taşıyan hükümlülere 3 yıl daha erken açık ceza infaz kurumuna ayrılabilme ve 3 yıl daha erken denetimli serbestliğe çıkabilme imkânı tanınıyor. Bu uygulama, infaz sürecinde zamanlama nedeniyle oluşan mağduriyetlerin önüne geçmeyi hedefliyor.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, düzenlemenin gerekçesini açıklarken, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde hükümlünün iradesi dışında gelişen gecikmelerin, kişi aleyhine sonuç doğurmaması gerektiğini vurguladı. Özellikle yargılama sürecinin uzunluğu nedeniyle farklı tarihlerde kesinleşen dosyalar arasında ortaya çıkan infaz farklarının, adalet duygusunu zedelediğine dikkat çekildi. Yeni uygulama ile bu tür gecikmelerin hükümlüler üzerinde dezavantaj yaratmasının önüne geçilmesi amaçlanıyor.
Ceza infaz kurumlarında başlatılan işlemler kapsamında, ilgili mevzuat çerçevesinde gerekli değerlendirmeler yapılıyor. Hükümlülerin suç tarihi, ceza süresi ve infaz koşulları dikkate alınarak, açık cezaevi ve denetimli serbestlik haklarından yararlanıp yararlanamayacakları belirleniyor. Yetkililer, sürecin titizlikle yürütüldüğünü ve herhangi bir hak kaybına mahal verilmemesi için gerekli denetimlerin sağlandığını ifade ediyor.
DÜZENLEME KAPSAMI DIŞINDA TUTULAN SUÇLAR NETLEŞTİ
11. Yargı Paketi ile getirilen infaz düzenlemesi, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, bazı suçların kapsam dışında bırakılması da dikkat çekti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un açıklamasına göre, toplum güvenliği ve kamu düzeni açısından ağır nitelik taşıyan suçlar bu düzenlemeden yararlanamayacak. Buna göre, kasten öldürmenin nitelikli halleri, özellikle üstsoy veya altsoya, eşe, boşanılan eşe, kardeşe, çocuğa, kadına ya da kendisini savunamayacak durumda bulunan kişilere karşı işlenen öldürme suçları kapsam dışında tutuldu.
Ayrıca, deprem nedeniyle bina veya diğer yapıların yıkılması, çökmesi ya da ağır hasar alması sonucu meydana gelen öldürme suçları da düzenleme dışında yer alıyor. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile terör suçları ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar için mevcut infaz rejimi aynen uygulanmaya devam edecek. Bakanlık, bu istisnaların belirlenmesinde toplumsal hassasiyetlerin ve kamu vicdanının gözetildiğini vurguluyor.
Yetkililer, düzenlemenin amacının bir af niteliği taşımadığını, yalnızca infazda eşitliği sağlamaya yönelik teknik bir iyileştirme olduğunu özellikle belirtiyor. Ceza infaz kurumlarında bugün itibarıyla işlemleri başlatılan hükümlüler için süreç, yasal çerçeve içinde ve denetimli şekilde yürütülüyor. Adalet Bakanlığı, uygulamanın sahadaki etkilerini yakından takip ederek, gerektiğinde yeni değerlendirmeler yapılacağını da kamuoyuna duyurdu.