BAĞ EVLERİNDE KIŞ HAZIRLIĞI

Geçmişten günümüze bağlarda yetiştirilen meyve ve sebzeler geçim kaynağı olmanın yanında, aynı zamanda kışlık olarak da tüketilmek üzere hazırlanmaktadır.  Muş kültüründe önemli bir yere sahip olan ve vazgeçilmez gelenek ve görenek unsuruna sahip.  Bağlarda yetiştirilen çeşitli türlerdeki meyve ve sebzeleri halkımız farklı yöntemleriyle  hazırlayarak kışa hazırlıklarını yapıyorlar. Muş bağlarına has organik meyveleri sebzeleri bir kaç […]

BAĞ EVLERİNDE KIŞ HAZIRLIĞI
Turgay Özlü
Yayınlanma

08:20 - 03 Ekim 2019

Güncelleme

08:20 - 03 Ekim 2019

Okuma Süresi

4 dakika

Geçmişten günümüze bağlarda yetiştirilen meyve ve sebzeler geçim kaynağı olmanın yanında, aynı zamanda kışlık olarak da tüketilmek üzere hazırlanmaktadır.  Muş kültüründe önemli bir yere sahip olan ve vazgeçilmez gelenek ve görenek unsuruna sahip.  Bağlarda yetiştirilen çeşitli türlerdeki meyve ve sebzeleri halkımız farklı yöntemleriyle  hazırlayarak kışa hazırlıklarını yapıyorlar. Muş bağlarına has organik meyveleri sebzeleri bir kaç farklı yöntemle kış mevsimi için hazırlayarak kışın ayaz soğuk uzun günlerinde sağlıklı keyifli tüketmektedirler.  Meyveler kurutulmak üzere damların üzerine serilerek kuru yemiş ve yöre dilinde kak diye anılan şekilde kışın tüketilmektedir. Bazı meyvelerden reçel hoşaf yapılmak üzere kazanlar kaynamaya başladı bağlarda.

Bağlarda, bostanlarda doğal organik yetiştirilen sebzelerde kurutulmak üzere damlarda, çatılarda, balkonlarda, pencerelerde kurutulmak üzere yerlerini aldı.  Konserveler içinde kazanlar kaynamaya başladı. Tutulan çeşitli konservelerden karışık türlü, menemen, çılvır, karnıyarık, bakla, domates, biber sosu, biber, domates salçası yapılıyor. Turşu çeşitlerinden de yöreye has vazgeçilmez karışık turşu, çorti yapılıyor. Yaprak çeşitlerinden lahana, kelem, tut, üzüm yaprağı sarma için tutulmaktadır.  Yöreye has sebze meyvelerden oluşan yiyecekler kış günlerinde doğal organik yetişen sağlıklı meyve ve sebzelerin yöreye has sağlıklı lezzetli olması veya hasretini çekmemek ya da hazır ürünleri tüketmemek için ev yapımı ürünlerden faydalanarak sağlıkla afiyetle tüketmektir. Biraz zahmetli olsa da yazın ürünlerinden kışın faydalanmakta bir başka güzel olur. İnsanın ağzının tadı, emek zahmet vermeden hiç bir şeyin tadı tuzu olmadığını unutmamalıyız. Ne demiş büyüklerimiz “çoklar yapar azlar yerler” zahmetli güzel lezzetli yiyecekleri…

İlk çağlardan günümüze kadar varlığını sürdüren bağcılık kültürü, insanların ve doğal olarak yetişen-yetiştirilen meyvelerin hasadını yaparak geçimlerini sürdüren yöre halkı, günümüzde ne yazık ki o yemyeşil bağların bahçelerin bostanların insanoğluna bolluğuyla bereketiyle nimetleriyle sunmuş olduğu aş iş uğraştan günümüzde eski günlerinden güzelliğinden verimliliğinden çok uzak bakımsız sahipsizler bağlar… Eskiden bağlarıyla bahçeleriyle bostanlarıyla uğraşan çalışkan üretken gayretli eli nasırlı yüzü gülen mutlu insanlar vardı. Kilometrelerce patika yollardan bin bir türlü zahmetlerle katırlarla, eşeklerle, atlarla, öküzleriyle bağlarına giderek topraklarıyla uğraşıp yaz boyu ürettikleri ürünlerini kışa doğru toplayarak geçimlerini yaparken. Günümüzde bağlarda yerini şimdilerde insanların günü birlik gidip geldikleri kendilerine eğlence olarak kullandıkları bilinçli bir şekilde çat pot ve çöpleriyle kirleterek bağların acı verici durumu bizleri derinden üzmektedir. Yeniçağ ve teknolojilerin insanlara sunmuş olduğu imkânlardan biride her köşe başına kadar açılmış yollar bu insanlara sunulmuş rahatlıktan ziyade tabiatımızı doğamızı talan yok eden kirleten bir projedir bu gün açık net görmekteyiz. Bağlarda eskiden taştan tek katlı hizanlar varken günümüzde yolun gittiği her noktaya kat kat dikilen beton evlerle birlikte ekili olan bağlarında doğal şekli kepçelerle bozularak gün gittikçe o güzelliğini ve özelliğini kaybedip yok edilmektedirler. Şehir hayatından uzak kalmak isteyip günü birlik bağlara çıkıp stres atıp piknik yapmak isteyenler arkalarında koskoca bir çöp yığını bırakıp giderken hiç düşünmeden bilinçsiz ve bilerek oturup kalktıkları alanlara çat pot ve çöplerini bırakırken bir daha kirlettikleri yerlere? Gelip oturacaklarını hiç düşünmezler mi öyle sorumsuz vurdumduymaz bir toplum olduk ki hiç kimse ne kendinden nede bir başkasına yaptığı yanlışı hatayı söylememekteler. Ne acırdır ki bağların son hali insanoğlunun bıraktığı pis izlerle doludur toplum olarak hiç düşündük mü acaba bizlere ne oluyor diye ve bilinçsizce yakılan ateşlerin söndürülmeden bırakılıp giderken her yıl onlarca dönüm bağların ve canlıların yanmasına sebep olurken. Toplum olarak kendimize gelip çeki düzen vermemiz gerekir.

Muşun sesi HABER49 gazetemizde her alanda ilimizin sesi olmaya devam edeceğiz. HABER49 okuyun ve okutun…