HABER49-Uzmanlar, yaz aylarında artan yangınlara karşı vatandaşları uyardı: Anız yakmak yalnızca çevreye değil, toprağın geleceğine de büyük zarar veriyor. Çözüm, anızın toprağa karıştırılarak doğanın korunmasında yatıyor.
Yaz Aylarında Artan Yangın Tehlikesine Karşı Anız Yakılmaması Hayati Önem Taşıyor
Yaz mevsiminin etkisini artırdığı bu günlerde Türkiye’nin birçok bölgesinde çıkan yangınlar, sadece ormanları değil, tarım arazilerini ve köyleri de tehdit ediyor. Erzincan’da görev yapan uzmanlar, özellikle anız yakmanın doğaya ve insan yaşamına verdiği zarar konusunda vatandaşları uyardı. Anız, tarla, bahçe ve orman yangınlarının büyük çoğunluğunun insan eliyle çıkarıldığını belirten yetkililer, alınacak küçük önlemlerle büyük felaketlerin önüne geçilebileceğini ifade etti.
Boş bırakılan evlerde elektrik bağlantılarının kesilmemesi, ormanlık alanlara kontrolsüz girişler ve tarla sonrası yakılan anızların, yangın riskini katbekat artırdığı vurgulandı. Elektrik iletim hatlarının zarar görmesi, trafik kazalarına neden olan sis tabakalarının oluşması ve yerleşim yerlerine sıçrayan yangınlar gibi pek çok olumsuzluk anız yakmanın tetiklediği felaketler arasında yer alıyor. Aynı zamanda anız yangınları nedeniyle hasat edilmemiş komşu tarlaların, hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin zarar görmesi de önemli bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor.
Anız Yakmak Toprağın Verimliliğini Yok Ediyor, Doğal Dengeyi Altüst Ediyor
Uzmanların üzerinde önemle durduğu bir diğer konu ise anız yakmanın doğrudan toprak sağlığına etkisi. Yüzeyde bulunan organik madde ve faydalı mikroorganizmaların yok olması, toprağın verimliliğini ciddi şekilde düşürüyor. Verimli tarım arazilerinin zaman içinde çorak ve işlenemez hale geldiğini ifade eden uzmanlar, bu sürecin geri dönülmesi zor bir yıkıma neden olduğunu belirtiyor.
Anız yakıldığında toprakta bitkilerin ihtiyacı olan azot gibi temel besin maddeleri azalmaya başlıyor. Bu durum bir sonraki ekim sezonunda daha fazla gübre kullanımını zorunlu hale getiriyor ve çiftçilerin hem maliyetlerini artırıyor hem de tarımsal sürdürülebilirliği tehlikeye sokuyor. Ayrıca bu uygulama, su ve rüzgâr erozyonunu tetikleyerek toprağın en değerli üst katmanının taşınmasına yol açıyor. Doğal dengenin bozulmasıyla birlikte zararlı böcekler, hastalıklar ve istenmeyen türlerin çoğalması da kaçınılmaz hale geliyor.
Uzmanlar, bu olumsuzlukların önüne geçmek için anızın yakılması yerine, uygun ekipmanlarla toprağa karıştırılmasını öneriyor. Bu yöntem sayesinde toprağın organik madde seviyesi yükseliyor, su tutma kapasitesi artıyor ve kuraklığa karşı direnci güçleniyor. Aynı zamanda toprakta azot miktarı doğal yollarla artarak gübreye olan ihtiyaç azalıyor. Tarımda verimliliği ve sürdürülebilirliği önceleyen bu uygulamaların yaygınlaşması, hem çevre hem de üretici açısından büyük fayda sağlıyor.
