HABER49- Malatya’nın Yeşilyurt ilçesine bağlı Çavuşoğlu Mahallesi'ndeki Sanayi Sitesi’nde mütevazı bir atölye… İçeri adımınızı attığınız anda geçmişin kokusu, ağaç talaşının kokusuna karışıyor. Bu atölyede, tam 68 yıldır ahşaba şekil veren bir usta var: 93 yaşındaki Fahri Ucuz. Babasından devraldığı marangozluk mesleğini, şimdi oğlu Ramazan Ucuz ile birlikte sürdürüyor. Gelişen teknoloji ve seri üretimin gölgesinde birçok marangozluk atölyesi kapanırken, Fahri Ucuz adeta zamana meydan okuyor. Usta elleriyle şekillendirdiği her bir parça, sadece bir eşya değil; aynı zamanda bir hayat hikayesinin, bir emeğin, bir mirasın somut haline dönüşüyor.

Marangozluk, artık büyük ölçüde unutulmuş bir zanaat olarak görülse de Fahri Ucuz ve oğlu, bu mesleği sadece bir iş değil, bir yaşam biçimi olarak sürdürüyor. Atölyelerinde gün doğmadan başlayan mesai, ahşapların ustaca işlenmesiyle geçiyor. El emeği, göz nuru her ürün; büyük market raflarında sergilenen plastik eşyaların arasında farklı bir anlam kazanıyor. Ucuz ailesi, marangozluğun sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda köklerini ve kültürünü yaşatan bir değer olduğunu anlatıyor.

“Ailedeki Son Ustayım” Diyen Oğul: Ramazan Ucuz'un Sessiz Direnişi

Marangozluk, Ucuz ailesi için bir meslekten çok daha fazlası. Ramazan Ucuz, çocuk yaşta babasının yanında öğrendiği marangozluğu, şimdi birlikte sürdürüyor. Dedesiyle başlayan bu zanaat yolculuğu, babasının ellerinde olgunlaşmış, kendisine de aynı ustalıkla aktarılmış. Ancak Ramazan Ucuz’un sözleri, sadece gurur değil aynı zamanda burukluk da barındırıyor: “Ailedeki son marangoz ustası benim.”

40 yıldır babasıyla birlikte aynı tezgâhta ahşap oymacılığı yapan Ramazan Ucuz, yeni neslin bu mesleğe ilgisizliğinden yakınıyor. Teknolojinin kolaylaştırıcı etkisi, zanaat ruhunu gölgede bırakırken, marangozluk gibi sabır, dikkat ve el becerisi gerektiren işler artık gençlerin tercih etmediği bir alana dönüşmüş durumda. Ramazan Ucuz, “Biz artık çalışmaktan çok zaman geçiriyoruz burada,” diyerek, atölyenin artık sadece üretim yapılan bir yer değil, aynı zamanda bir anı deposu olduğuna dikkat çekiyor. Oğluna bu mesleği öğretememenin burukluğunu da taşıyor.

Kars’ta Yayla Yolları Yenileniyor: Ulaşım Sorunları Tarihe Karışıyor
Kars’ta Yayla Yolları Yenileniyor: Ulaşım Sorunları Tarihe Karışıyor
İçeriği Görüntüle

"Çırak Yetişmiyor": Zanaatkârların Sessiz Çığlığı

1957 yılında daha 25 yaşındayken marangozluğa başlayan Fahri Ucuz, şimdi 93 yaşında olmasına rağmen hâlâ sabahın erken saatlerinde atölyenin yolunu tutuyor. Ağaçlarla konuşur gibi çalışan, her çizgide bir ömürlük emek gizleyen bu usta, aynı zamanda bir dönemin tanığı. Ancak Fahri Ucuz’un en büyük kaygısı, bu mesleğin geleceği. “Eskiden çırak bulmak kolaydı. Şimdi gelen birkaç ay içinde bırakıp gidiyor,” sözleriyle mesleğin nasıl bir yalnızlığa itildiğini özetliyor.

Ucuz’a göre, marangozluk sadece ahşaba şekil vermek değil, aynı zamanda bir karakter terbiyesi. Disiplin, sabır, detaylara gösterilen özen... Bu meziyetler, meslekle birlikte gençlerin de kişisel gelişimine katkı sağlıyor. Ancak ne yazık ki günümüzde çıraklık sistemi neredeyse tamamen ortadan kalkmış durumda. Eğitim sisteminde zanaatkâr yetiştirmeye yönelik programların yetersizliği, bu gibi mesleklerin kaybolmasına neden oluyor. Fahri Ucuz, yılların deneyimiyle bu durumu sadece bir meslek kaybı olarak değil, aynı zamanda bir kültürel erozyon olarak yorumluyor.

Kaynak: İHA