HABER49-17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 26. yılında, saat 03.02’de hayatını kaybedenler Gölcük’te anıldı. Acının hâlâ taze olduğu törende dualar edildi, kentsel dönüşüm ve afet bilincinin önemi bir kez daha vurgulandı.
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden tam 26 yıl geçti. Türkiye’nin yakın tarihine derin izler bırakan o kara gecede, saatler 03.02’yi gösterdiğinde milyonlarca insan uykusunda yakalandı. Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 7.4 büyüklüğündeki deprem, resmi kayıtlara göre 17 binden fazla kişinin yaşamını yitirmesine, on binlercesinin yaralanmasına ve yüzbinlerce kişinin evsiz kalmasına neden oldu. Bu büyük felaketin yıl dönümünde Gölcük’te düzenlenen anma programında, kaybedilen canlar bir kez daha dualarla yad edildi. Kavaklı Sahili’nde bulunan deprem anıtında gerçekleştirilen törene Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Yücel Korkut, Gölcük Kaymakamı Müfit Gültekin, Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer ile çok sayıda vatandaş katıldı. Program, anıta çelenk bırakılması ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından depremde yaşamını yitirenler için dualar edildi. Katılımcılar, gece yarısını gösteren 03.02’de saygı duruşunda bulunarak, depremde kaybedilen yakınlarını gözyaşları içinde andı. O anlarda acının 26 yıl sonra bile hâlâ tazeliğini koruduğu bir kez daha ortaya çıktı.
“03.02’de İnsanlar Uykuda Yakalandı”
Anma töreninde konuşan Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, depremin büyüklüğünü ve yaşanan kayıpları bir kez daha hatırlattı. Sezer, “17 Ağustos 1999’da 7.4 büyüklüğünde çok büyük bir deprem yaşandı. Merkez üssü Gölcük’tü ancak sadece burası değil, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Düzce ve İstanbul’un bazı ilçeleri de ciddi şekilde etkilendi. Hatta Avcılar’da bile çok sayıda bina yıkıldı. Saat 03.02’de, insanların uykuda oldukları bir anda bu büyük felaket gerçekleşti. Hayatta kalabilenler dışarı çıkar çıkmaz yakınlarını kurtarmak için enkazlara koştu. Birçok aile enkaz başında günlerce umutla bekledi. O gecenin izleri, aradan geçen yıllara rağmen hâlâ silinmedi” dedi. Başkan Sezer, konuşmasında o geceyi yaşayanların hafızalarına kazınan çaresizlik ve acının, gelecek kuşaklara da aktarılması gerektiğinin altını çizdi.
“Türkiye O Gün Hazırlıksızdı, AFAD ve Kentsel Dönüşümle Farkındalık Arttı”
Gölcük Belediye Başkanı Sezer, 1999 ile 2023 yılları arasında yaşanan en büyük farklardan birinin afet yönetiminde görüldüğünü söyledi. “1999 yılında Türkiye bu büyüklükte bir felakete hazırlıksızdı. Ne arama kurtarma ekiplerimiz, ne de kurumlarımız böyle bir yıkıma karşı organize olabilmişti. Ancak 2009 yılında AFAD’ın kurulması, yüzlerce arama kurtarma ekibinin oluşturulması ve akredite edilen çok sayıda birimin hayata geçirilmesi en önemli farklardan biridir” diyen Sezer, bu süreçte Türkiye’nin deprem bilinci kazandığını vurguladı. Deprem sonrası alınacak önlemlerden ziyade, deprem öncesinde riskleri azaltmaya yönelik adımların öne çıktığını ifade eden Sezer, “Kentsel dönüşüm kavramı, 1999’dan sonra ülke gündemine girdi. Bu süreçte özellikle yapı güvenliği, zemin etütleri ve yapı denetim sistemleri hayati önem kazandı. Bugün geldiğimiz noktada toplumsal farkındalık artsa da, yaşadığımız her felaket bize alınacak daha çok yol olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“1999 Depremi, Türkiye İçin Bir Milat Oldu”
Başkan Sezer, 17 Ağustos’un Türkiye’de şehircilik ve yapı güvenliği açısından bir dönüm noktası olduğunu söyledi. “1999 öncesinde 1975 deprem yönetmeliğine göre inşa edilmiş, zayıf ve dayanıksız binalar bulunuyordu. O büyük felaketten sonra ise yönetmeliklerde ciddi değişiklikler yapıldı. Zemin etüdü, yapı denetim sistemi gibi düzenlemelerle birlikte daha sağlam yapılar ortaya çıktı. Bugün Gölcük’te yürüttüğümüz kentsel dönüşüm projeleri de bu anlayışın bir yansımasıdır” dedi. Sezer, ilçede devam eden çalışmalarla ilgili de bilgi verdi: “36 dönümlük bir alanda kentsel dönüşüm projelerimiz var. Önümüzdeki yıl bu projeler tamamlandığında vatandaşlarımız yeni, güvenli evlerine kavuşacak. Depremin ardından şehircilik anlayışımız tamamen değişti. Bu açıdan 1999 Depremi, Türkiye için bir milat oldu.”